Osteoporoza bağlı kırıklar en sık menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda görülür.Guatr ve diyabet gibi hormonal hastalıklarda, uzun süre kortizon tedavilerinde ve sigara içicilerinde osteoporoz riski daha da yüksektir.Osteoporozla ilişkili en yaygın kırıklar omurga, kalça ve el bileğinde görülür.Omurgada meydana gelen çökme kırıklarına bağlı kamburluk gelişir. Osteoporoza bağlı en sık görülen kırıklardan olan kalça kırığı %20 ölümle sonlanırken, %50 hasta tekrar bağımsız yaşama dönemez.
Osteoporoz
*Azalmış kemik sertliği,
*Azalmış kemik mineral yoğunluğu,
*Değişmiş mikromimari, Artmış kırık riski ile karakterize bir iskelet hastalığıdır.
*Hastalık genellikle bir kırık oluşana kadar klinik olarak sessizdir
http://www.goruntulememerkezi.com/
http://radistanbul.blogspot.com
adreslerinde güncel bilgiler barındıran RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİMİZ , merkezi ÜMRANİYE'de bulunan üç şubemizde halkımıza erişilebilir, sürekli, uygun fiyatlı ve üstün kaliteli görüntüleme hizmetini sunmaktadır. Deneyimli uzman doktorlarca kurulmuş bir şirket bünyesinde ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ve çok yakında ÜST KAYNARCA PENDİKTE MARMARA ÜNİVERSİTESİ EAH karşısında hizmet vereceğiz. Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, son teknoloji full dijital panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.
Tüm İSTANBUL'a başta Anadolu yakası semt ve ilçeleri olmak üzere hizmet sunumu amaçlamaktayız.
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİNİ DESTEKLEMEKTE VE İNDİRİMLİ HİZMETLERİ UYGUN FİYATLARLA HALKIMIZIN VE AİLE HEKİMLERİMİZİN KULLANIMINA BAŞLATMIŞTIR.
BÜNYEMİZDE SON TEKNOLOJİ ULTRASONOGRAFİ, RENKLİ DOPPLER USG, MAMMOGRAFİ, KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ VE FULL DİJİTAL PANORAMİK VE SEFALOMETRİK PANORAMİK RÖNTGEN CİHAZLARI İLE HİZMET VERMEKTEDİR.
RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
0-2165218836
0-216-6423432
Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.
SAĞLIK ANSİKLOPEDİSİ
İltihap
Kanal tedavisi ;
Öncelikle anestezi yapılarak hastanın canının yanmaması
garantiye alınır.
Daha sonra çürük temizlenip , dişin sinirinin olduğu yere (
pulpa ya ) ulaşılır .
Pulpaya ulaşıldıktan sonra dişin içerisindeki birikmiş olan
iltihap dışarı çıkar ve böylece şiddetli ağrıyı oluşturan
basınç ortadan kalkmış olur.
Sinir tamamen ölmüşse veya ağrı olmaksızın müdahale etmek
mümkünse , kanal içerisindeki sinir ve doku artıkları
temizlenip , çıkarılır . Böylece iltihabı yaratan bakterisel "
odak " yok edilmiş olur .
Eğer ağrı nedeniyle sinir çıkarılamıyorsa , siniri öldürücü
etkisi olan bir madde diş içerisine konularak geçici dolgu ile
diş kapatılır. Ertesi gün bu madde sayesinde sinir tamamen
ölmüş olacağından daha rahat çalışılır.
Kanal içerisinde bununan doku artıkları temizlendikten sonra
kök ucundaki iltihabın daha kolay dışarı çıkabilmesi amacıyla
kök ucuna kadar ulaşılmaya çalışılır.
Kök ucuna kadar diş kanalı genişletilmelidir. Bu işlem hem
iltihabın kolay dışarı çıkmasını hem de bakterilerin
yerleştiği kanal duvarlarının temizlenmesini sağlar.
Bir kaç seans süresince kanal içerisine çeşitli dezenfektan
maddeler uygulanarak kanal içerisindeki bakteriler yok
edilmeye ve iltihap azaltılmaya çalışılır.
İltihabın üremesinin durduğu anlaşıldıktan ve kök ucundan
iltihap gelmesi sona erdikten sonra kanal içerisi özel bir
dolgu maddesiyle , kök ucuna kadar doldurulur.
Üstüne geçici bi dolgu yapılarak bir süre beklenir . Bir kaç
haftalık beklemenin ardından üst dolgu yapılarak tedavi
bitirilir.
Kanal tedavisi yapılmış dişler , canlılığını yitirdikleri için
zamanla kuru ve kırılgan bir hale gelirler . Basit bir
kuvvetle bile kırılabilirler. Bu nedenle kanal tedavisi
yapılmış dişlerin tedavi bitiminden sonra bir kaç ay
içerisinde porselen kron ile kaplanması önerilir.
Kanal tedavisinden sonra dişin üzerine basınca ağrı varsa veya
dişin yanında hafif bir şişlik , baloncuk varsa bu tedavinin
başarılı olamadığı anlamına gelir.
Kök ucundaki iyileşme ancak 6 ay sonra röntgen de görülebilir.
Bu nedenle kanal tedavisinden 6 ay sonra mutlaka röntgen
çekilmelidir. Eğer bu rötgende kök ucunda hala bir lezyon
görülüyorsa kanal tedavisi yenilenmelidir. Eğer yenilenmesi
mümkün olamıyorsa diş çekilmelidir.
Dişeti Hastalıkları
Cerrahi Tedavi Sonrası Öneriler
Hazırlayan : Türk Dişhekimleri Birliği
Periodontal Cerrahi Sonrası Postoperatif Öneriler:
Yapılan periodontal (dişeti hastalıkları) cerrahi işlem sonrası
yapması ve yapmaması gereken işlemler
Cerrahi işlem sonrası 2 saat hiçbir şey yiyip içmeyiniz.
Ameliyat sonrası ilk 24 saat içerisinde sıcak yiyecek ve
içeceklerden uzak durmanız gerekmektedir. Çiğneme operasyona
dahil edilmeyen bölge ile yapılmalıdır. Yumuşak ve ılık
yiyecekler uygundur. Asitli meyva suları, alkollü içecekler ve
baharatlı yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Aksi
taktirde ağrıya neden olurlar.
Ameliyatı takip eden günlerde sigara içilmemelidir. Dişetini
irrite ederek iyileşmeyi tehlikeye atacağından ve ağız içi
sıcaklığını arttıracağından cerrahi işlem sonrası sigara
içilmemesi gerekir.
Ameliyatı takiben 2 hafta süresince, eğer varsa, protezlerin
mümkün olduğunca az kullanılması gerekmektedir.
Ameliyat yapılan bölgede pat yoksa veya düştüğünde süturlara
bakmak için dudak ve yanağın kaldırılmaması gerekmektedir.
Ameliyat bölgesine konulan pat sizi rahat ettirmek ve yara
bölgesini irritasyondan korumak içindir. Ağrıyı önler, yara
iyileşmesini kolaylaştırır ve alışık olduğunuz aktiviteleri
rahatlıkla sürdürebilmenizi sağlar. Pat ilk yerleştirildiği
birkaç saat içinde rahatsızlık hissi verebilir. Dil veya
parmakla patı oynatmayınız. Yerleştirilen pat küçük parçalar
halinde kırılırsa panik yapmayınız. Büyük parçalar koparsa veya
sizi çok rahatsız ederse doktorunuzu arayınız.
Hafif şişlikler olabilir. Operasyon bölgesinin üzerine ilk gün
buz torbası hazırlayarak dışarıdan uygulayabilirsiniz. Sık
olarak bir çay kaşığı tuz koyduğunuz bir bardak ılık su ile
ağzınızı yavaşca çalkalayınız.
Operasyon sonrası ilk 4-5 saat içerisinde cerrahi bölgesinden
bir miktar sızıntı olabilir. Bu da tükürüğünüze kırmızı renk
verecektir. Bu durumda panik yapmayınız ve sızıntı devam ederse
temiz bir gazlı bezi rulo haline getirip 20 dakika kadar kanama
bölgesine bası yapacak şekilde uygulayabilirsiniz. Daha uzun
süreli kanamalar doktorunuz tarafından kontrol altına
alınmalıdır.
Operasyon sonrası ilk 24 saat içerisinde ürperti ve halsizlik
hissi oluşabilir. Bu durum normaldir ve endişeye gerek yoktur.
Günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz, ancak aşırı çaba
gerektiren sporlar yapılmamalıdır.
Ameliyat sonrası iyileşme için doktorunuzun yazdığı reçeteyi
uygulayınız. Eğer doktorunuz önermişse antibiyotikleri tarif
edilen şekilde kullanınız. Ameliyat sonrası ağrınız olursa ağrı
kesici alabilirsiniz. Bu durumda aspirin veya benzeri salisilik
asit türevi ilaçlar alınmamalıdır.
Ameliyat edilmeyen bölgelere normal fırçalama işlemlerini
uygulayabilirsiniz. Ameliyat bölgesindeki dişlerin ise çiğneme
yüzeylerini fırçalayınız. Pat uygulanmamışsa o bölgedeki dişleri
de fırçalayabilirsiniz. Ancak, dişipi kullanırken dişeti altına
inmeyiniz. Doktorunuz önermişse fırçalama işlemleri sonrası
önerilen ağız gargarasını kullanabilirsiniz.
Yemek sonrası ağzınızı çalkalayın. Patın üzerini nemli pamukla
veya kulak temizleme çubuğu ile silebilirsiniz.
Doktorunuzun önerdiği süre (1 hafta veya 10 gün) sonunda
dikişlerinizi aldırmak ve kontrol için doktorunuzu arayınız.
Estetik diş hekimliği ; dişlerin görünümlerindeki veya
yapılarındaki sorunların giderilmesi amacıyla çeşitli diş
hekimliği branşlarının tek tek veya birbirleriyle uyumlu bir
şekilde kullanılmasıdır.
Estetik sorunlar ;
Dişlerin renklerindeki bozukluklar
Dişlerin şekillerindeki bozukluklar
Dişlerin konumlarındaki bozukluklar
Diş eksiklikleri
Diş etleriyle ilgili sorunlar
Çenesel uyumsuzluklar
Dişlerin renklerindeki bozukluklar ;
Dişlerdeki sonradan olma renklenmeler
....................................( sigara , çay , kahve
nedeniyle )
Dişlerin yapısındaki renklenmeler
.............................................( gelişimsel ,
antibiyotik veya demineralizasyon nedeniyle veya kanal
tedavisi sonrasınada )
Dişlerin renginin yapısal olarak koyu olması
............................... ( ırsi veya gelişimsel
olarak )
Dişlerdeki renklenmelerin giderilmesi ;
Sonradan olan renklenmeler : temizlik ve parlatma ile
giderilir.
Dişlerin yapısındaki renklenmeler : bleaching ( ağartma )
teknikleri ile giderilir . Bu tekniklerle tatmin edici bir
sonuca ulaşılamazsa dişlerin ışınlı dolgu ile kaplanması ,
bu da tatmin edici olmazsa son seçenek olarak porselen kron
ile kaplanması gerekmektedir.
Dişlerin renginin yapısal olarak koyu olması : bleaching (
ağartma ) teknikleri ile giderilir.
Dişlerin yapılarındaki , şekillerindeki bozukluklar ;
Kırık dişler
Dişlerin yüzeyindeki düzgün olmayan alanlar veya defektler
Kötü görünümlü dolgu ve kaplamalar
Dişlerin şekillerindeki bozuklukların giderilmesi ;
Kırık dişler ; ışınlı dolgu ile restore edilir. Bu
restorasyonun pinler ( ufak çiviler ) ile daha sağlam olması
sağlanabilir. Yine de yeteri kadar dayanıklılık sağlanamazsa
porselen kron ile kaplanması gerekebilir.
Dişlerin yüzeyindeki düzgün olmayan alanlar ; ışınlı dolgu
ile restore edilir. Bu seçenek tatmin edici olmazsa son
seçenek olarak porselen kron yapılır.
Kötü görünümlü , eski , metal ( amalgam ) dolgular ; ışınlı
dolgular ile değiştirilebilir. Daha önceleri ışınlı
dolguların sağlamlık açısından yeterince tatmin edici
olmaması nedeniyle metal ( amalgam ) dolgular tercih
edilmekteydi. Son zamanlarda teknolojinin ilerlemesiyle
içeriğinde porselen partikülleri bulunan yeni nesil ışınlı
dolguların ( porselen ile modifiye edilmiş kompozitlerin )
kullanılmasına başlanmış ve metal dolgulara yakın bir
sağlamlıkta oldukları saptanmıştır.
Kötü görünümlü kron-köprüler ; genellikle eski plastik (
akrilik ) olanlardır. Plastik kaplamalı kronlar daha kolay
aşınır ve renk değiştirir.Bunların hem daha estetik hemde
daha hijyenik olan porselen kronlar ile değiştirilmesi
önerilir.
amalgam dolguların ışınlı dolgularla değiştirilmesi
Dişlerin konumlarındaki bozukluklar ;
Dişler arasındaki yapısal boşluklar ( diastema )
Dişlerin akslarının eğri olması
Dişlerin çarpık olması
Dişlerin konum bozukluklarının düzeltilmesi ;
Dişlerin arasındaki boşluklar ; öncelikle ortodonti ( tel
tedavisi ) ile çözümlenmeye çalışılır. Bu mümkün olmazsa
ışınlı dolgu resterasyonları denenir. Son olarak porselen
kron yapılması düşünülür.
Dişlerin akslarının eğri olması ; ortodontik tedavi ile
çözümlenir.
Dişlerin çarpık olması ; ortodontik tedavi ile çözümlenir.
diastemanın porselen kron ile düzeltilmesi
Diş eksiklikleri ; dişlerin çekilmesi veya gelişimsel olarak
çıkmaması nedeniyle meydana gelir.
Diş eksikliklerinin giderilmesi ; ortodontik tedavi ( tel
tedavisi ) veya protezler ( porselen köprü veya
takıp-çıkartmalı protezler ) ile sağlanır. Boşlukların
yanındaki dişlerin kesilmesi istenmiyorsa , bu boşluklara
uygulanan implant ve üstüne yapılan porselen kronlarla da bu
sorun giderilebilir.
Diş etlerindeki estetik sorunlar ;
Diş etlerinin aşırı çekilmesi
Diş etlerinin bulunduğu damağın boyunun aşırı uzun olması ve
gülerken dişler kadar diş etlerinin de görülmesi .
Diş etlerindeki estetik sorunların düzeltilmesi ;
Diş etlerinin aşırı çekilmesi ; diş eti tedavisi ve
cerrahisi ile çözümlenir.
Diş etlerinin bulunduğu damak boyunun fazlalığı ; için
genellikle birşey yapılmaz. Eğer çok isteniyorsa sorun
cerrahi olarak çözümlenir.
Çeneler arası uyumsuzluklar ;
Alt çenenin geride olması
Alt çenenin ileride olması
Ön dişler arasında açıklık olması
Çeneler arasındaki uyumsuzlukların çözümü ;
Büyüme tamamlanmamış ise ortodontik tedavi ile çözümlenir
Büyüme tamamlanmış ise ve çok gerekliyse cerrahi + protetik
yöntemlerle çözümlenir
Ağız Sağlığı & Bakımı
Ağız Kokusu
Ağız Kuruluğu
Ağız & Çene Cerrahisi
Çocuk Dişleri
Diş Beyazlatma
Diş Çürükleri
Diş Eti Hastalıkları
Diş İltihapları
Estetik Sorunlar
İmplant (Diş Ekme)
Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)
Protezler
Hamilelikte Diş Sağlığı
Koruyucu & Aile Diş Hekimliği
Diş hekimliğinde yenilikler
Diş hekimliğinde sterilizasyon
Diş hekimliğinde lazer
Diş hekimliğinde anestezi
Diş hekimliğinde akupunktur
Bazı kişiler için diş hekimine gitmek çok çekindikleri hatta
korktukları bir durumdur. Bunun nedeni daha çok geçmişte ( özellikle
çocuklukta ) yaşanan kötü tecrübeler veya kötü izlenimlerdir.
Çoğunlukla da bu endişenin temelinde iğneye ve acıya karşı duyulan
korku vardır.
Gelişen teknoloji hastaların ağrı duymaması için bir çok alternatif
sunmaktadır.Bu nedenle günümüzde hastalar pek ağrı ile
karşılaşmamaktadır. Örneğin teknolojinin gelişmesiyle diş
hekimliğinde anestezi amacıyla kullanılan iğnelerin uçları bir
milimetreden daha az çapları olacak şekilde ( 0.35-0.40 mm )
yapılmaktadır. İğnenin çapının çok ince olması nedeniyle hasta çoğu
zaman iğneyi hissetmemektedir. Fakat yinede endişelenen hastalar
için iğne yapılmadan önce sprey şeklindeki yüzeyel anestezikler
kullanılarak iğnenin hiç hissedilmemesi sağlanabilir.
Ağrısız bir tedavinin ilk şartı ; anestezidir. Bu nedenle iğneden
korkan kişiler gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç
hissetmeyecekleri bir işlemden - yani anesteziden - kaçarak çok daha
fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşayabilirler.
Hem hastanın hem de diş hekiminin pisikolojik olarak kendilerini
rahat hissedebilmeleri için anestezi yapılmalı ve böylece ağrı
stresi yaşanmamalıdır.Böylece tedavi daha kısa sürede ve daha
başarılı olur.
Çocukların diş hekimine alıştırılmaları için ; küçük yaşlarda diş
hekimine " tanışma " amacıyla götürülmeleri tavsiye edilir. Böylece
ilk deneyiminde çocuk ağrısız ve korkusuz bir gün geçirir. Daha
sonraki seanslarda ise mümkün olduğunca ağrısız müdahaleler
yapılmalıdır. Unutulmamalıdırki çocuklar sadece canlarının
yanıp-yanmadığını bilir. Olayları doğru bir şekilde yorumlayamazlar.
Bu nedenle yapılacak tedavilerin zamana yayılarak yapılması ,
çocuğun dişhekimleri ile ilgili olumsuz izlenimler edinmemesini
sağlar. Bunun sonucunda diş hekimi korkusunun geliştiği en önemli
dönemler sağlıklı bir şekilde atlatılır.
Diş Hekimi Korkusunu pekiştiren ; bazı filmler ve karikatürlerde
hastaları ön yargılı olmaya itmektedir. Genellikle mizah konusu
olarak kullanılmasına karşın özellikle çocuklarda yanlış etkileri
olabilmektedir. Bu nedenle bu tarzdaki film ve mizah anlayışından
kaçınılmalıdır. Özellikle çocuların bu tür film ve dergilerden uzak
tutulması gerekmektedir.
Kompozit Reçine nedir?
İçinde silikon dioksit parçacıkları olan bir plastik karışımdır.
Diş renginde olduğu için beyaz dolgu olarak tanımlanırlar.
1960'larda yalnızca ön dişlerde kullanıldıkları halde materyalin
ileri derecede geliştirilmesiyle çiğneme basınçlarına dayanıklı ve
daha az aşınan bir dolgu maddesi larak arka dişlerde de başarılı
olarak uygulanabilmektedirler.
Kompozit dolgular nasıl yapılır?
Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka
yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu
işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve
düzeltilir. Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun
sürer. Ancak amalgamın en az iki katı kadar daha pahalıdır.
Kompozit dolguların ağızda kalma süresi de 7-10 yıldır ki bu süre
amalgamın ömrüne yakındır. Ancak çok büyük dolgularda durum
amalgamın lehinedir.
Tedaviden Önce Tedaviden Sonra
Avantaj ve dezavantajlar
Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu
dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler,
kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca
çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini
değişitirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler.
En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır.
Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de
hafifçe değişebilmektedir.
Kompozit restorasyonlar sonrası hastalara uyarılar
Kompozitlerde de artık aynı seansda polisaj işlemi
yapılabilmektedir.Ancak çok büyük restorasyonlar ya da çok diş
için yapılan seri restorasyonlarda hastayı bir defa daha kontrole
çağınp varsa gerekli düzeltmeleri yapmak hem estetik hem fonksiyon
açısından çok daha iyi olacaktır.
Bu mateyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore
edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının
bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da anlatılması
gerekmektedir.Özellikle fasial yüzde yapılan uygulamalardan sonra
ne kadar iyi polisaj yapılmış olsa da boyayabilen yiyecek ve
içeceklerin dolguların renklerini değiştirebileceği yine
hatırlatılmalıdır.Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde daha
çok dikkat edilmesi gereken şey de hastaya çok sert olmayan diş
fırçaları önermek ve fırçalama yöntemlerinde düzeltmeler
yapabilmelerini sağlamaktır.Bu öneriler geniş fasial yüz
restorasyonlan için de geçerlidir.
Kozmetik
Implant Nedir?
Nasil Yapilir?
Kanal Tedavisi Nedir?
Total ve İskelet Protezlerin
Kullanım ve Bakımı
Ağız,Diş Bakımı
ve Yöntemleri
Diş Etleriniz
ve Bakımları
Diş Beyazlatma
EBEVEYNLERE TAVSİYELER
Bebeklik dişleride önemlidir: Çocuğunuzdaki süt dişleri tabiki düşecekdir,
fakat onların görevi çıkacak olan sürekli dişlerin sağlıklı bir şekilde
yerlerine oturabilmesi için rehberlik yapmakdır.
Çocuğunuzun ağızındaki bebeklik dişlerinin hiç oluşmadığını farzederseniz,
onların altından gelmesi gereken sürekli dişler ya deforme olacak, ya
çarpık çıkacak veya hiç çıkmayacakdır. Çocukların yemek yemenin dışında,
iyi bir şekilde konuşma ve telaffuzu olması için, dişlere ihtiyacı vardır.
Tüm bunların ötesinde çocuğun iyi bir ağız bakımı programı elde edebilmesi
(fırçalama, diş ipi kullanma, sağlıklı beslenme ve rutin hekim kontrolü)
ancak bu yaşlarda iken kolayca sağlanabilmektedir. Yapılan araştırmalar
bizlere göstermiştir ki, ileri yaşlardaki insanlarda olan diş hekimi
korkusu çocuklar küçük yaşlardan itibaren diş hekimine götürüldüğü
taktirde olmamaktadır.
Diş temizliğinin öğretilmesi: Çocuklarınızın sizi diş fırçalarken
izlemesine izin verin. Ona da kendi diş fırçasını ve diş macununu verin,
göreceksiniz sizinle birlikde oda dişlerini fırçalamaya çalışacakdır.
Çocuklarda 7-8 yaşına kadar henüz koordinasyon yeteneği bulunamadığı için
kendi dişlerini kendileri fırçalayamayacaklardır. Fırçalamayı öğretmek
için en uygun saat akşam yemekden sonradır. Hatta akşamleyin çocuk
televiziyon seyrederken onun arkasına geçip, kuru bir fırça ile yavaşça
dişlerini fırçalar gibi yapmak çok yararlıdır. Diş fırçalama ile ilgili
tekniği diş hekiminizden öğrenebilirsiniz.
Tatlı atıştırma alışkanlığı: Hem büyüklerin, hem de küçüklerin yemek
aralarında tatandırılmış gıdaları ve şekerli alma alışkanlığı vardır.
Çocukların bu tür fazlasıyla tatlı içeren gıdaları almasını engellemenin
en kolay yolu, çocuğun kolayca ulaşabileceği, buzdolabında bir yere
kesilmiş veya ayıklanmış meyveler koymakdır.
Diş hekimi: Çocukları tedavi etmesini seven bir diş hekimi bulmanız
gerekir. Eğer sizin diş hekiminiz çocukları tedavi etmesini sevmiyor ise,
ondan bu tedaviyi yapan bir diş hekimi tavsiye etmesini isteyin.
Çocuğunuzun ilk diş hekimi ziyareti 2.5 veya 3.5 yaşları arası olmalıdır.
Eğer çocuğunuzun diş hekimini ilk ziyareti mutlaka bir ağrı sonucu olsun
istiyorsanız; çocuğunuz diş hekiminden korkacakdır. Bunun yerine belli
aralarla çocuğunuzu diş hekiminize götürdüğünüzde, artık çocuk hekimine
alışmış olacak ve kendisine rahatsız hissetmeyecekdir.
Hekime giderken çocuğunuzu çok fazla hazırlamayın (bir şey olmayacak, bak
canın yanmayacak vs. gibi). Durum böyle olursa çocuk kendini daha fazla
tedirgin hissedecekdir. Çocuğunuzun daha önceden diş tedavisi ile ilgili
kötü bir anısı var ise hekime bunu mutlaka söyleyin.
Acil Sorunlar
Ağız Sağlığı & Bakımı
Ağız Kokusu
Ağız Kuruluğu
Ağız & Çene Cerrahisi
Çocuk Dişleri
Diş Beyazlatma
Diş Çürükleri
Diş Eti Hastalıkları
Diş İltihapları
Estetik Sorunlar
İmplant (Diş Ekme)
Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)
Protezler
Hamilelikte Diş Sağlığı
Koruyucu & Aile Diş Hekimliği
Aft ve uçuklar
Dildeki hastalıklar
Çene kırıkları ve tadavisi
Ağız ve çenedeki tümörler
Ağız içindeki yara ve lezyonlar
Tempero Mandibuler Eklem Sorunları
Diş çekimini gerektiren durumlar ;
Aşırı derecede iltihaplı , kanal tedavisi uygulanamayacak
dişlerde .
Kanal tedavisi sonucunda başarısız olunması .
Diş eti iltihabının ilerlemesi sonucunda , dişin aşırı kemik
kaybına uğraması ( bu durumdaki dişlerde aşırı derecede
sallanma , abse , ağrı vardır )
Ortodontik tedavi amacıyla " seri çekim " yapılarak diğer
dişlere yer açılması .
Diş çekimi sonrasında oluşan boşluk ; en kısa zamanda
yerine porselen köprü , implant , veya diğer protezler
yapılarak giderilmelidir.
Diş çekimi sonrasında oluşan boşluk giderilmezse ;
boşluğun yanındaki dişler ve boşluğun karşındaki diş
kayarak yer değiştirir. Dişlerin yer değiştirmesi hem
estetik hemde fonksiyonel açıdan sakıncalıdır. Bu
dişlerin aksları ve konumları bozulur .
Dişlerin kapanış düzeninin bozulması nedeniyle çene
ekleminde problemler oluşur..
Aksları bozulan dişlerin üzerine , ileride köprü veya
diğer protezlerin yapılabilmesi mümkün olmayabilir.
Dolayısıyla ileride bir çok sıkıntı yaşanmaması için
diş çekimi sonrasında mutlaka bu boşluklar
doldurulmalıdır.
Diş çekiminden sonra dikkat etmeniz gerekenler ;
Ağzınızı bir kaç saat su ile çalkalamayınız . ( Aksi
halde çekimden sonra iyileşmeyi sağlayacak olan kan
pıhtısının oluşumunu engeller ve çekim yarasının
iyileşmesinin gecikmesine neden olursunuz.)
Çekim yerine konan steril gazlı bezi en az 15-20
dakika sıkıca bastırarak yerinde tutunuz. Bu tamponu
attıktan sonra,kesinlikle ikinci bir tampon
yerleştirmeyiniz. Çünkü hiçbir zaman bu tampon steril
olamayacaktır. Ayrıca her seferinde yaranın üzerindeki
pıhtı bu tampona yapışacak ve kanamanızın durmasına
mani olacaktır.
Sızıntı şeklinde kanamanız olabilir. Bu kanama 6 ile
24 saat arasında bir süre devam edebilir. Kanın
tükrüğünüzü boyama özelliğinden dolayı kanamanızın
fazla olduğunu düşünüp paniğe kapılmayın. Eğer çok
kanamanız olursa hekiminize başvurunuz.
Ağrınız olabilir. Bu durumda ağrı kesici
alabilirsiniz. ( Aspirin hariç : çünkü aspirin kanı
sulandırdığından kanamayı arttırır. ) Özellikle
uyuşukluğunuz geçerken ağrı en yüksek düzeye ulaşır.
Bu normal bir durum olup uyuşukluk geçmeden önce ağrı
kesici almak yararlı olacaktır.
48-72 saat sonra şiddetli ağrı oluşabilir. 24 saati
geçen kanama,kötü bir tat ve koku hissi olursa derhal
dişhekiminizi arayınız. Ağız hijyeniniz iyi olmaması
ve çok fazla sigara içilmesi alveolit " kuru boşluk
iltihabı " denilen bu durumun oluşmasının en önemli
sebeplerindendir.
24 saat süreyle sigara içmeyiniz ve alkollü içkilerden
kaçınınız.
Diş çekimi yerine dilinizi yada herhangi bir aleti
sokup kurcalamayınız.
Dişler çene kemiğine bağlı olduğundan çekim sonrasında
kemik ortaya çıkar ve siz çekilen dişten parça
kaldığını düşünebilirsiniz. O bölge ile hiç
ilgilenmeyin. Birkaç gün içerisinde açık kemiğin üzeri
dişetiniz ile örtülecektir.
Diş çekiminden sonra uyuşukluk geçinceye kadar bir şey
yemeyiniz. Farkında olmadan uyuşuk olan bölgeleri
ısırıp yaralıyabilirsiniz.
Çok sıcak veya soğuk gıdalar yemeyin ve içmeyiniz. İlk
24 saat içinde sıvı ve çiğnemeye gerek olmayan yumuşak
ve ılık gıdalar alınuz.Sonra tedbirli olarak günlük
gıdalara geçebilirsiniz.
Diş çekimini takiben 24 saat sonra normal ağız bakımı
uygulamalarına devam edin. Seyreltik ılık tuzlu su
veya ağız gargaralarından yararlanabilirsiniz. Bu
işlemler yara ortamını temizler,iyileşmeyi
hızlandırır,çekim sonrası ağız kokusunu azaltır,mikrop
birikimini engeller ve ikincil enfeksiyon olma riskini
elimine eder.
Diş çekimi sonrası mümkünse başınızın altına yüksekçe
bir yastık koyup,çekim yaptırdığınız gün yatıp
dinleniniz.
Şayet diş çekimi normale göre zor olduysa ; mutlaka
çekilen diş bölgesine dışarıdan 8 saat boyunca saatte
bir 5-10 dakika süreyle buz tatbiki yapmalısınız. Şiş
ve morarma buz tatbiki ile önlenmiş olacaktır.
Cerrahi müdahale ile diş çekimi yapıldıysa ; şişlik
olabilir. Bu normaldir.
Dikiş atıldıysa ; dikişler 7 ile 10 gün içinde
alınmalıdır. Dikişler ağızda iken dilinizi o bölgeye
götürmemeye ve dikişlerle oynamamaya özen gösteriniz
Gömülü 20. Yaş Dişi ( 3.cü molar ) Cerrahisi ;
Gömülü 20.yaş dişlerinin problem olmasının nedeni ; genetik
olarak bu dişe ihtiyaç kalmaması ve gittikçe çenelerimizin
küçülmesidir. Çenelerimiz küçüldükçe 20.yaş dişleri kendine
yer bulmak için zorlanmakta ve dolayısıyla diğer dişler gibi
çıkamamaktadır. Kendine yer bulamayan 20.yaş dişleri öndeki
dişi ittirerek baskı yapmakta ve bu da çapraşıklığa neden
olmaktadır. Ayrıca çok geride olmaları ve etraflarındaki diş
etinin normal anatomik yapıda olmamaları nedeniyle kolayca
iltihaplanabilmektedirler.
Tam gömülü 20.yaş dişleri ; genellikle sorun yaratmazlar.
Fakat rötgen ile takip edilmeleri gerekir. tam gömülü
olmalarına rağmen öndeki dişin köklerine baskı yapabilirler.
Kısmen çıkmış 20.yaş dişleri ; en çok sorun çıkaranlardır.
Tam çıkamadıkları için öndeki dişe baskı yaparak çıkmaya
çalışırlar. Üzerlerindeki diş eti parçası ( kapşon ) ,
zamanla arasına yemek artıklarının kaçması ve bakteri
üremesi nedeniyle iltihaplanır.Dişin etrafındaki diş etinin
iltihaplanması sonucunda ; ağrı , şişlik , abse oluşur.
Çürük için uygun ortam oluştururlar.
Tamamen çıkmış 20.yaş dişleri ; genellikle sorun çıkarmazlar
fakat çok geride oldukları için fırçalanmaları zordur. Bu
nedenle ağız bakımı çok iyi olmayan hastalarda koruyucu bir
önlem olarak çekilmeleri tavsiye edilir.
20. yaş dişi iltihabı veya absesinin belirtileri ;
Ağrı ( kendiliğinden veya üstüne basınca )
Şişlik ( ağız içerisinde veya yüzde )
Kızarıklık
Çene altındaki lenf bezlerinin şişmesi
Yutkunma zorluğu
Ağzın kapatılamaması veya kapatınca 20.yaş dişi
üzerindeki diş etinin ısırılması , baskı olması.
20.yaş dişlerinin zararları ;
Öndeki dişe baskı yaparak çapraşıklığa neden olabilir
Öndeki dişte çürüğe neden olabilir.
İltihap için uygun bir ortam yarattığından zaman zaman
ağrı ve şişliğe neden olabilir.
Mevcut iltihap , vucudun zayıf bir anında kana karışıp
; kalp , böbrek , beyin , eklemler gibi hayati
organlara yerleşebilir ve hayati tehlike yaratabilir.
20.yaş dişi iltihabının tedavisi ;
Öncelikle antibiyotik tedavisi ile akut durumdaki
iltihabın kronikleştirilmesi gerekir. ( Burada bulunan
iltihap , antibiyotik kullanımı ile sadece
kronikleşmektedir.Tamamen temizlenememektedir. Bu
nedenle antibiyotik kullanımı sonrasında şikayetlerin
geçmesine aldanarak dişin çekilmesinden
vazgeçilmemelidir. )
Daha sonra ( yandaki gibi ) cerrahi bir işlemle bu
dişler çekilmelidir.
Gömülü 20.yaş dişlerinin pozisyonları :
En solda : Operasyon basittir. Sonrasında genellikle
sorun yaşanmaz.
Ortada : Öndeki dişe baskı sonucunda öndeki dişi
çürütme ve sıkıştırma ihtimali vardır. Operasyon biraz
daha uğraştırıcıdır. Sonrasında hafif sıkıntı
çekilebilir.
En sağda : Kemik altında gömülüdür. Operasyon
uğraştırıcıdır ve sonrasında şişlik , yutkunma zorluğu
, hafif ağrı olabilir.
Kozmetik
Implant Nedir?
Nasil Yapilir?
Kanal Tedavisi Nedir?
Total ve İskelet Protezlerin
Kullanım ve Bakımı
Ağız,Diş Bakımı
ve Yöntemleri
Diş Etleriniz
ve Bakımları
Diş Beyazlatma
Belli yaşın üzerinde bir kişi iseniz, artık diş hekimine ihtiyacınız
olmadığını düşünebilirsiniz. Aslında ağız ve diş bakımı tüm yaşlarda
önemlidir ve rutin kontroller de bunun bir parçasıdır. Eğer siz birkaç
yıldır diş hekimine gitmiyor iseniz, gittiğiniz zaman gelişen tekniği ve
aletleri gördüğünüzde şaşıracaksınız.
1. Kronikleşmiş ağız sağlığı ile ilgili problemlerin ortaya çıkarılması ve
tedavi edilmesi:
Ağız problemlerinin çoğu artık yerleşmiş enfeksiyonlardır. Bu
enfeksiyonlar zaman zaman kişiyi rahatsız eder ve kişi bu ağrı, sızı
bölgelerini tam olarak gösteremez. Hatta bazen ağrının nedeninin herhangi
bir ağız enfeksiyonu olduğu düşünülmez bile. Hekiminizin ağrının nedenini
bulması dahi sizin kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacakdır.
2. Artık bir bakım programına girmenizin zamanıdır:
Ağız sağlığınızın ve hijyeninizin yeniden mükemmel hale gelmesi için,
hekiminizin önereceği hijyen kurallarına uymalı ve koruyucu rutin
ziyaretlerinize başlamalısınız.
3. Ağızdaki değişikliklere uyum sağlamak:
Ağız ortamı sürekli olarak değişmektedir. Sadece yasa bağımlı olmaksızın
ağızın şekli ve kimyasal ortamı değişmektedir.Yemek alışkanlıkları, yaşam
şekli, kullanılan ilaçlar ve strese bir cevap olarak ağız ortamı değişir.
Yukarıda bahsedilen nedenler, rutin ağız bakımını da aksatabilir. Ve eğer
kişi total veya iskelet protez kullanıyor ise, rutin bir bakıma;
dolayısıyla, ağız ortamının değişmemesine ve proteziyle uyumunun
kaybolmamasına daha çok ihtiyacı vardır.
Peki bu kontollere gelmenin bedeli nedir?
Her zaman koruyucu tedaviler, komplike restorasyon çalışmalarından daha
ucuza mal olmaktadırlar. Eğer miktar gerçekten sizin için çok önemli ise,
bunu mutlaka hekiminize bildirmelisiniz. O, muhakkak size uygun olan ödeme
yöntemini önerecekdir.
DİŞ PROTEZLERİ
Hareketli protez taşıyıcısı iseniz (parsiyel protez veya total
protez), protezlerinizi yemekler sonrasında iyice protez fırçası ve
dişmacunu ile temizlemelisiniz.
Gece protezinizi su dolu bir kapta muhafaza ediniz. Protezinizin
uyumu iyi değilse dişetiniz üzerinde vuruklar oluşabilir; bu
vuruklar ışınlanmış bir bölgede ciddi enfeksiyonlara yolaçabilir.
Böyle bir durumla karşılaşmadan önce dişhekiminize başvurmanızda
oldukça büyük yarar vardır.
Protez öncesi Cerrahi
Protez yapımına geçilmeden önce ağızda önce muayene, daha sonra
gerekli ise, ki çoğunlukla az da olsa bazı hazırılıklar yapılması
kaçınılmazdır, hazırlıklar yapılır. Protez yapımına başlamadan
dolgular, periodontal tedavi, cerrahi girişimler vs. bitmiş
olmalıdır. Protezden en üst düzeyde verim alınabilmesi için ağız içi
mümkün olduğu kadar elverişli hale gelmelidir. Burada kısaca ağız
içinde en sık gereken cerrahi hazırlıklardan bahsetmek istiyorum;
protez öncesi cerrahi girişimler ana hatlarıyla dörde ayrılır:
- Dişlerle ilgili müdahaleler
- Yumuşak dokularla ilgili müdahaleler
- Sert doku, yani kemiklerle ilgili müdahaleler
- İmplantlar
Sürmüş veya gömülü kalmış dişlerin çekimi, en sık uygulanan cerrahi
girişimdir. Eğer bir diş periodontal açıdan kurtarılamayacak kadar
büyük kemik kaybına maruz kalırsa, dişte çürük nedeniyle büyük
harabiyet varsa, travma sebebiyle diş uygunsuz bir yerinden
kırılmışsa, diş çekilir. Çenelerde yer darlığı veya başka bir
sebeple bazen dişler, sıklıkla da 20 yaş dişleri gömülü kalmaktadır.
Bunların da yine cerrahi olarak çıkarılması, ileride bir problem
çıkmasını engelleyecektir.
- Yumuşak dokularda çeşitli doku büyümeleri veya yapı bozuklukları
olabilir. Bunlar protez yapımı öncesi cerrahi olarak giderilmelidir.
- Yine kemiklerde de düzensizlikler, normal olmayan büyümeler,
sivrilikler vs. olabilmektedir. Bunların da protez yapımına
başlamadan önce giderilmesinde yarar vardır.
- İmplantlar da protez öncesi cerrahi hazırlıklardan sayılmaktadır.
Ayrıntılı bilgiyi implantlarla ilgili bölümde bulabilirsiniz.
Seçiniz... DAHİLİYE DERİ DİŞ HAST. ERKEK HAST. GÖĞÜS HAST. GÖZ
KBB NÖROLOJİ Ağız ve Dişeti Alerji Anevrizma Ani Sertleşme
Astigmatizma Astım Bademcik Baş Dönmesi Baş Boyun Kanser Baş ve
Tiroid Bezi Boğaz Mide Suyu BPH Burun Estetiği Burun Geri Akıntı
Burun Kanaması Çatlaklar Çınlama Delik Kulak Zarı Diş Beyazlatma
Diş Fırçalama Diş Protezleri Epilepsi Erektil Fonksiyon Glokom Göz
Tembelliği Guatr Hipermetropi Horlama İmplantlar K. Bağırsak
Kanseri Kanal Tedavisi Katarakt Kırma Kusurları Koku ve Tat Alma
Kolesteatom Koruyucu Dişhekimlik Kulak Kiri Kulak Korunması Kulak
ve Yükseklik Mantar Mide Kanseri Miyopi Nasır Otitis Media
Parkinson Peyronie Hastalığı Presbiyopia Prostat Prostat Büyümesi
Prostatit Prostatit Testi Retraktif Cerrahi Saman Nezlesi Ses
Sinüzit Şaşılık Şeker Krizi Testis Kanseri Uçuk ve Aftlar Uyku
Bozukluğu Varikosel Vazomotorrinit Viagra Viral Hepatit Yutma
Problemi Yüzücü Kulağı
Ağız Sağlığı & Bakımı
Ağız Kokusu
Ağız Kuruluğu
Ağız & Çene Cerrahisi
Çocuk Dişleri
Diş Beyazlatma
Diş Çürükleri
Diş Eti Hastalıkları
Diş İltihapları
Estetik Sorunlar
İmplant (Diş Ekme)
Ortodonti (Çarpıklık Tedavisi)
Protezler
Hamilelikte Diş Sağlığı
Koruyucu & Aile Diş Hekimliği
Diş çürüğü ; ağız bakımının ihmal edilmesinin bir sonucu
olarak dişin koruyucu tabakası olan " mine " nin harabiyete
uğramasıdır.
Derin çürük ; mine'deki çürüğün ilerleyerek altındaki
tabakaya ( dentin'e ) yayılmasıdır.
İltihap ; derin çürüğün sinire kadar ulaşmasıyla bakterilerin
ve toksinlerinin burada bulunan damar ve sinirin harabiyetine
neden olması sonucunda oluşur. Burada oluşan bakteri üre -
mesi ve ödem ( sıvı toplanması ) iltihabı daha da arttırır.
Bunun sonucunda iltihap dişin dışına , kök ucundan etrafa
doğru yayılır. Bu sırada çok şiddetli ağrılar oluşur ." Gece
ağrısı " iltihabın başlangıcının belirtisidir. Daha sonra
yüzde şişlik olacak kadar iltihap yayılabilir. İltihap bu
yayılma sırasında etrafındaki dokulara hasar verir ve çene
kemiğini eritmeye başlar.
Mine
Dentin
aaaaaa
Çürük
Kanal
İltihap
Çürüğün belirtileri ;
Sıcak veya soğuk bir şey yenildiğinde oluşan bir anlık
hassasiyet
Dişte hissedilen bir boşluk , sivri çıkıntılar , minik
kırılmalar
Dişlerin arasına yemek artıklarının kaçması
Zaman zaman oluşan veya sürekli olan bir ağrı
Dişin üstüne basınca ağrı oluşması
Çürüğün tipleri ;
Çiğneme yüzeyindeki
çürükler.................................>
Arayüz çürükleri ( iki dişin birleşim yerinde )............>
Diş eti kenarındaki
çürükler....................................>
Çürüğün tedavisi ;
Dişin çürüğü temizlenir ve mümkünse " dolgu " yapılır
Diş iltihaplı ise " kanal tedavisi " yapılır
Dolgu çeşitleri ; iki türlüdür. Amalgam ( metal ) dolgular ve
kompozit ( ışınla sertleşen ) dolgular.
Amalgam dolgular :
Özel metal alaşım tozunun ( Ag+Sn+Cu ) ve civa'nın karışımından
meydana gelir.
Çok sağlam olduğu için tercih edilir.
Zamanla kararabilir ve estetik olmayan bir görüntü ortaya çıkar .
Bunun nedeni içeriğindeki bazı metal alaşımlarının ( gümüş gibi )
korozyona uğramasıdır.
Dolgu yapıldıktan sonra bir miktar büzülebilir. Bu durum soğuk
hassasiyetine ve gelecekte çürüğe neden olabilir.
Değişik çeşitleri vardır , bütün amalgam dolgular aynı değildir.
Metal alaşımın içeriğine , metallerin yüzde oranlarına göre farklı
özellikleri vardır. Bu nedenle değişik amalgam dolguların
sonucunda farklı sonuçlar elde edilebilir.
Bu dolguların dişe tutunmaları mekanik bir şekilde gerçekleşir. Bu
nedenle dişte boşluk açma işleminin iyi bir şekilde ve fazlaca
yapılması gerekir ( diş madde kaybı fazladır ) .
Işınla sertleşen kompozit dolgular :
Çeşitli tiplerde kompozitten yapılmıştır.
Çeşitli tipleri vardır. ( klasik , flor salgılayan , porselen
partikülleri içeren )
Estetik , diş rengi olduğu için tercih edilmektedir.
Eski tip kompozitler zamanla aşınabilir veya kırılabilir.
En son çıkan kompozit tipleri ( özellikle içeriğinde porselen
partikülleri olanlarda ) çok dayanıklıdır, aşınma veya kırılma
olmamaktadır.
Kompozitlerde dolgu sonrasında büzülme daha azdır.
Dolgu sonrasında sıcak- soğuk hassasiyetine az rastlanır.
İçeriğinde flor salgılayan maddeler bulunan kompozitler ( cam
iyonomer ) dişte koruyucu ve çürükleri önleyici etki yaparlar.
Bu dolguların dişe tutunmaları mikro mekanik veya kimyasal yolla
gerçekleşir bu nedenle dişte daha az boşluk açılabilir( diş madde
kaybı azdır ) .
Dişeti KanamasıDişeti Kanaması
Şikayet
Diş etleriniz hemen kanıyor.
Nedenleri
Dişeti iltihabı : Diş etleriniz kızardı, yumuşadı, parlıyor ve şiş. Hafif
fırçalamayla bile kolayca kanıyor. Dişeti iltihabı diş temizliğiyle önlenebilir.
Ancak bir kere başladı mı, tedavi edilmezse, ciddi dişeti ve çene kemiği
hastalıklarına yol açabilir.
Diş hastalıkları : Dişeti iltihabınız tedavi edilmedi.
Dişleriniz kolayca kanıyor. Şişmiş diş etlerinizle dişlerinizin arasında
bakteriler ve yemek artıkları birikmiş. Ağzınızda tuhaf bir tat var ve nefesiniz
kokuyor. Diş etleriniz diş diplerinden çekiliyor, bu bölge sıcağı, soğuğa ve
tatlı yiyecek ve içeceklere hassas. Bazen dişeti torbalarında apseler oluşuyor.
Diş kökünüzdeki kemik hasar gördü ve bir ya da birkaç dişinizi kaybettiniz. Bu,
ciddi bir durumdur.
Anemi veya lösemi : Diş etleriniz kolayca kanıyor ve aynı zamanda burun
kanaması, yorgunluk ve güçsüzlük, nefes darlığı, çabuk çürüme eğilimi söz
konusuysa, ciddi bir aneminiz olabilir. Bu belirtilere ek olarak kemik ağrısı –
özellikle bacaklarınızda – karında ağrı ve şişme, mide bulantısı, ateş, gece
terlemesi, iştahsızlık ve kilo kaybı görülüyorsa, bir tür lösemi söz konusu
olabilir.
Vincent enfeksiyonu : Kızarmış, şişmiş, ağrıyan ve kanayan diş etleriniz gri bir
zarla kaplanmış.
Konuşurken ya da nefes alırken acıyor ve nefesiniz kötü kokuyor, ağzınızda kötü
bir tat var. Aşırı tükürük oluşuyor. Bu durum diş temizliğine dikkat etmemekten,
fiziksel ve duygusal stresten, yetersiz beslenmeden ve çok sigara içmekten
kaynaklanan ve bulaşıcı olmayan bir enfeksiyondur. Tedavi edilmesi gerekir ve
tahrişe yol açan nesnelerden (sigara ya da baharatlı yiyecekler) uzak
durulmalıdır.
Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?
Diş etlerinizi fluorürlü bir diş macunuyla günde en az iki kere veya mümkünse
her yemekten sonra fırçalayın. Günde en az bir kere diş ipliği kullanın.
Dişlerinizi iyi temizleyin temizlemediğinizi renk veren tabletlerle kontrol
edin.
Yediklerinize dikkat edin! Aşırı rafine şeker içeren, özellikle de dişlerinize
yapışan yiyeceklerden kaçının. Yeşil sebze ve elma gibi kaba maddeli yiyecekleri
seçin. Asiti almak için yemeğin sonunda ağzınıza peynir atın.
A ve C vitaminini eksik etmeyin. Bunlar kavun, brokoli, ıspanak, ciğer,
güçlendirilmiş süt ürünleri, portakal, greyfurt, domates, patates ve yeşil
biberde vardır.
Yılda iki kere dişlerinizi diş hekimine temizletin.
Önleme
Dişlerinizi günde iki kez fırçalayın, günde bir kere diş ipliği kullanın, rafine
şeker içeren yiyeceklerden kaçının, bol bol A ve C vitamini alın ve yılda iki
kere dişçiye gidin.
Öteki Nedenler
Kan pıhtılaşması bozukluğu
Periodontal hastalıklar dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen
iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70'inden periodontal
hastalıklar sorumludur. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay
ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi
veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir
sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da beraberinde getirir. Periodontal
hastalıklar dişeti iltihabı (gingivitis) ile başlar. Yani gingivitis periodontal
hastalığın erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim
olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Tedavi
edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek dişeti ve dişleri destekleyen
alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir.
Periodontitis periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Dişleri
destekleyen diğer dokularla birlikte alveol kemiğinde de hasar oluşur.
Diş-dişeti arasında "periodontal cep" oluşur. Periodontal cep varlığı
infeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık
ilerledikçe dişler sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir.
Dişeti hastalığının belirtileri nelerdir?
Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır; Diş fırçalama sırasında kanayan
dişetleri Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen,
uzaklaşan dişetleri Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı Sallanan veya
giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler arasında aralıkların oluşması veya
mevcut aralıkların artması) Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki
ilişkilerin değişmesi Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma. Sürekli
kötü ağız kokusu.
Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara
ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla dişhekimine gitmek son derece
önemlidir.
Dişeti hastalığının nedeni nedir?
Dişeti hastalığının en önemli nedeni "bakteriyel diş plağı" adı verilen, dişler
üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş
ipliği kullanımı ile diş plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel
gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden uzaklaştırılmazsa diştaşı
veya tartar olarak bilinen düzensiz yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür.
Plaktaki bakteriler tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona
neden olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler yıkıma
uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur. Böylece bakteri ve
ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep
derinleşir, bakteriler daha derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen
alveol kemiğinde de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda
dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.
Dişeti hastalığı nasıl önlenir?
Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin kendisine
düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek için, günlük ağız bakımı
işlemleri ile (diş fırçalama ve diş ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının
uzaklaştırılması gerekmektedir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de
aynı derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diştaşı oluşumunu en az
düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş fırçası, diş ipliği veya
diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan bölgelerin bir diş hekimi tarafından
değerlendirilmesi mevcut diş plağı ve/veya diştaşının uzaklaştırılması açısından
gereklidir.
Dişeti hastalıklarının tedavisi nedir?
Dişeti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki eklentilerin (plak
ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu
işlem dişetinde iltihaba neden olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını
sağlar. Genellikle bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin
büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti hastalığının erken
döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı temizliği, plağın uzaklaştırılması ve
düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı
bir tedavi için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi
gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin periodontal
ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek eliminasyonunu ve düzgün bir
kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay temizlenebilir bir dişeti formu
oluşturmaktır.
Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak dişhekimi tarafından
muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı birikimlerinin ortamdan
uzaklaştırılması gereklidir. Fakat unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile
elde edilenlerin sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı
işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz.
Başlangıç Periodontal Tedavi Sonrası Öneriler:
Bilindiği gibi, komplike olmayan, basit gingivitis interdental ve marjinal
dişetini etkileyen en yaygın dişeti hastalığıdır. Dişeti kanamasının başta gelen
nedenlerinden biridir. Tedavisindeki başarısızlık yıkımın daha derin periodontal
dokulara ilerlemesine ve erken diş kayıplarına neden olabilir. Diş plağını ve
plak birikimini artıran ve/veya uzaklaştırılmasını engelleyen faktörlerin
eliminasyonu başlangıç tedavi girişiminin ana hedefi olmalıdır. Basit gingivitis
tedavisinde; dikkatli bir muayene yapılarak diş plağı, diştaşı, besin birikimi
(food impaction), taşkın veya bozuk konturlu restorasyonlar, irritasyon
oluşturan hareketli protezler ve cep derinlikleri değerlendirilmelidir.
Basit gingivitis tedavisi tek seansta bitirilmemeli ve sırasıyla şu aşamaları
içermelidir.
1. Komplike olmayan gingivitis tedavisi plak kontrolünün öneminin hastaya
anlatılması ve öğretilmesi ile başlamalıdır.
2. Dişler plak, diştaşı, boya gibi tüm eklentilerden arındırılmalı ve iyi bir
polisaj işlemi yapılmalıdır. Polisaj, gingivitisin tekrarını önleyici önemli bir
faktördür. Gingivitisin başlamasında ve diştaşı oluşumunun başlangıç aşamasında
en önemli faktör olan bakteriyel plak polisaj yapılmamış pürüzlü yüzeylerde cok
daha çabuk birikir.
3. Hasta kontrole geldiğinde dişeti gözlenir ve plak elininasyonunun etkinliği
değerlendirilir. İltihabın hala mevcut olduğu alanlarda diştaşı ve plak
eliminasyonu tam olarak başarılamamış olabilir. Tekrar temizlik işlemi yapılır,
hasta plak eliminasyonu konusunda yeniden motive edilir. Tedavinin başarısı veya
aşağıda sıralanan başarısızlık nedenlerinin değerlendirilmesi için hasta mutlaka
kontrole çağırılmalıdır.
Gingivitis tedavisinde başarısızlık nedenleri:
· Özellikle mine-sement birleşiminin apikalinde kalan alanlardaki minik diştaşı
partikülleri tam olarak elimine edilmemişse,
· Birikimler temizlendikten sonra iyi bir polisaj yapılmamışsa,
· Dişler üzerindeki eklentiler temizlenmiş ancak, irritasyonun primer nedeni
elimine edilmemişse,
· Hasta etkin bir plak kontrolü yapamamışsa.
Tüm bu tedavi sırasında hastaya verilmesi gereken bilgiler ve öneriler:
1. Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı ile başlar ve dişeti iltihabının en
önemli etkeni diş plağıdır. Diş plağının kalsifiye olması ile diştaşı oluşur.
Diştaşı pürüzlü bir yüzeye sahiptir ve üzeri daima kalsifiye olmamış plak ile
örtülüdür. Böylece diştaşı, plak için uygun bir yuva oluşturarak iltihabın
sürmesine ve şiddetlenmesine neden olur. Bu nedenle oluşmuş diştaşları mutlaka
hekim tarafından temizlenmelidir. Temizlenmiş bir ağızda diştaşının yeniden
oluşumu etkin bir ağız bakımı ile engellenebilir.
2. Hasta tedavi sonrası olası kanama konusunda uyarılmalıdır ve kontrole
geldiğinde bu kanama alanları ve tipi değerlendirilmelidir. Kanama marjinal
dişetinden geliyorsa, yeni oluşan plak bu kanamanın nedenidir ve plağın
eliminasyonu problemi çözer. Kanama eğer cep tabanından geliyorsa kök yüzeyi tam
olarak temizlenememiş ve kalan eklentiler, plak nedeni ile biyolojik olarak
uygun nitelik kazandırılamamıştır. Kanamanın tam olarak eliminasyonu için bu
eklentiler tamamen temizlenmelidir.
3. Diştaşı temizliği dişlere zarar verebilecek veya tehlikeli bir işlem
değildir.
4. Diştaşı temizliği yapıldıktan sonra dişlerde hassasiyet olabilir, bu durum
normaldir. Diştaşı temizliği sonrası önceden diştaşı ile örtülü yüzey açığa
çıkar ve açığa çıkan bu yüzeyde soğuk ve sıcağa karşı duyarlılık olur. Bu
duyarlılığın üç-dört günde geçmesi beklenir. Önemli olan, hastanın dişlerindeki
duyarlılık nedeni ile etkin fırçalama ve ağız bakım işlemlerini ihmal
etmemesidir.
5. Bazı hekimler diştaşı temizliği sonrası yeni oluşacak plağın
mineralizasyonunu önlemek amacı ile anti-tartar diş macunu önerebilir. Bu tür
diş macunlarının özellikle bu dönemde kullanılması hassasiyet olasılığını ve
şiddetini artırabilir.
Periodontal Cerrahi Sonrası Postoperatif Öneriler:
Yapılan periodontal cerrahi işlem sonrası hasta yapması ve yapmaması gereken
işlemler konusunda uyarılmalıdır. Hastaya yapılacak öneriler;
1. Cerrahi işlem sonrası 2 saat hiçbir şey yiyip içmeyiniz.
2. Ameliyat sonrası ilk 24 saat içerisinde sıcak yiyecek ve içeceklerden uzak
durmanız gerekmektedir. Çiğneme operasyona dahil edilmeyen bölge ile
yapılmalıdır. Yumuşak ve ılık yiyecekler uygundur. Asitli meyva suları, alkollü
içecekler ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulması gerekmektedir. Aksi taktirde
ağrıya neden olurlar.
3. Ameliyatı takip eden günlerde sigara içilmemelidir. Dişetini irrite ederek
iyileşmeyi tehlikeye atacağından ve ağız içi sıcaklığını arttıracağından cerrahi
işlem sonrası sigara içilmemesi gerekir.
4. Ameliyatı takiben 2 hafta süresince, eğer varsa, protezlerin mümkün olduğunca
az kullanılması gerekmektedir.
5. Ameliyat yapılan bölgede pat yoksa veya düştüğünde süturlara bakmak için
dudak ve yanağın kaldırılmaması gerekmektedir.
6. Ameliyat bölgesine konulan pat sizi rahat ettirmek ve yara bölgesini
irritasyondan korumak içindir. Ağrıyı önler, yara iyileşmesini kolaylaştırır ve
alışık olduğunuz aktiviteleri rahatlıkla sürdürebilmenizi sağlar. Pat ilk
yerleştirildiği birkaç saat içinde rahatsızlık hissi verebilir. Dil veya
parmakla patı oynatmayınız. Yerleştirilen pat küçük parçalar halinde kırılırsa
panik yapmayınız. Büyük parçalar koparsa veya sizi çok rahatsız ederse
doktorunuzu arayınız.
7. Hafif şişlikler olabilir. Operasyon bölgesinin üzerine ilk gün buz torbası
hazırlayarak dışarıdan uygulayabilirsiniz. Sık olarak bir çay kaşığı tuz
koyduğunuz bir bardak ılık su ile ağzınızı yavaşca çalkalayınız.
8. Operasyon sonrası ilk 4-5 saat içerisinde cerrahi bölgesinden bir miktar
sızıntı olabilir. Bu da tükürüğünüze kırmızı renk verecektir. Bu durumda panik
yapmayınız ve sızıntı devam ederse temiz bir gazlı bezi rulo haline getirip 20
dakika kadar kanama bölgesine bası yapacak şekilde uygulayabilirsiniz. Daha uzun
süreli kanamalar doktorunuz tarafından kontrol altına alınmalıdır.
9. Operasyon sonrası ilk 24 saat içerisinde ürperti ve halsizlik hissi
oluşabilir. Bu durum normaldir ve endişeye gerek yoktur. Günlük aktivitelerinize
devam edebilirsiniz, ancak aşırı çaba gerektiren sporlar yapılmamalıdır.
10. Ameliyat sonrası iyileşme için doktorunuzun yazdığı reçeteyi uygulayınız.
Eğer doktorunuz önermişse antibiyotikleri tarif edilen şekilde kullanınız.
Ameliyat sonrası ağrınız olursa ağrı kesici alabilirsiniz. Bu durumda aspirin
veya benzeri salisilik asit türevi ilaçlar alınmamalıdır.
11. Ameliyat edilmeyen bölgelere normal fırçalama işlemlerini
uygulayabilirsiniz. Ameliyat bölgesindeki dişlerin ise çiğneme yüzeylerini
fırçalayınız. Pat uygulanmamışsa o bölgedeki dişleri de fırçalayabilirsiniz.
Ancak, dişipi kullanırken dişeti altına inmeyiniz. Doktorunuz önermişse
fırçalama işlemleri sonrası önerilen ağız gargarasını kullanabilirsiniz.
12. Yemek sonrası ağzınızı çalkalayın. Patın üzerini nemli pamukla veya kulak
temizleme çubuğu ile silebilirsiniz.
13. Doktorunuzun önerdiği süre (1 hafta veya 10 gün) sonunda dikişlerinizi
aldırmak ve kontrol için doktorunuzu arayınız.
Periodontal hastalıklar dişeti ve dişleri destekleyen diğer
dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş
kayıplarının %70'inden periodontal hastalıklar sorumludur. Bu
hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı
bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi
veya tedavisi; doğal dişlerin korunması, daha rahat çiğnemenin ve
daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydaları da
beraberinde getirir. Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı
(gingivitis) ile başlar. Yani gingivitis periodontal hastalığın
erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim
olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık
vermeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek
dişeti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz
hasar oluşturabilir.
Periodontitis periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir
safhasıdır. Dişleri destekleyen diğer dokularla birlikte alveol
kemiğinde de hasar oluşur. Diş-dişeti arasında "periodontal cep"
oluşur. Periodontal cep varlığı infeksiyonun yerleşimini ve
hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe dişler
sallanmaya başlar, hatta çekime gidebilir.
Dişeti hastalığının belirtileri nelerdir?
Dişeti hastalığının pek çok bulgusu vardır;
Diş fırçalama sırasında kanayan dişetleri
Kırmızı, şiş ve hassas dişetleri
Dişlerden kolaylıkla ayrılabilen, uzaklaşan dişetleri
Dişler ve dişetleri arasında iltihabi akıntı
Sallanan veya giderek birbirinden uzaklaşan dişler (dişler
arasında aralıkların oluşması veya mevcut aralıkların artması)
Isırma sırasında alt ve üst dişler arasındaki ilişkilerin
değişmesi
Bölümlü protez uyumundaki değişiklik, bozulma.
Sürekli kötü ağız kokusu.
Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de
ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla
dişhekimine gitmek son derece önemlidir.
Dişeti hastalığının nedeni nedir?
Dişeti hastalığının en önemli nedeni "bakteriyel diş plağı" adı
verilen, dişler üzerinde biriken yapışkan ve renksiz film
tabakasıdır. Günlük fırçalama ve diş ipliği kullanımı ile diş
plağının uzaklaştırılması sağlıklı bir ağız için temel
gereksinimdir. Eğer plak etkin bir şekilde dişlerden
uzaklaştırılmazsa diştaşı veya tartar olarak bilinen düzensiz
yüzeyli ve geçirgen bir yapıya dönüşür. Plaktaki bakteriler
tarafından salınan zararlı ürünler dişetinde irritasyona neden
olur. Bu ürünler nedeni ile dişetini dişe sıkıca bağlayan lifler
yıkıma uğrar, dişeti dişten uzaklaşır ve periodontal cep oluşur.
Böylece bakteri ve ürünlerinin daha derin dokulara ilerlemesi
kolaylaşır. Hastalık ilerledikçe cep derinleşir, bakteriler daha
derine; kemiğe kadar ilerler ve dişi destekleyen alveol kemiğinde
de yıkım başlar. Hastalık tedavi edilmeden bırakılırsa sonunda
dişler sallanır ve çekimleri bile gerekebilir.
Dişeti hastalığı nasıl önlenir?
Periodontal hastalığın önlenmesinde en önemli görev kişinin
kendisine düşmektedir. Dişleri sağlıklı bir durumda sürdürmek
için, günlük ağız bakımı işlemleri ile (diş fırçalama ve diş
ipliği kullanma) bakteriyel diş plağının uzaklaştırılması
gerekmektedir. Dişhekimine düzenli aralıklarla gidilmesi de aynı
derecede önemlidir. Günlük ağız bakımı işlemleri diştaşı oluşumunu
en az düzeye indirebilir, ancak tamamen önleyemeyebilir. Diş
fırçası, diş ipliği veya diğer temizlik araçları ile ulaşılamayan
bölgelerin bir diş hekimi tarafından değerlendirilmesi mevcut diş
plağı ve/veya diştaşının uzaklaştırılması açısından gereklidir.
Dişeti hastalıklarının tedavisi nedir?
Dişeti hastalığının erken döneminde tedavi, dişler üzerindeki
eklentilerin (plak ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök
yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu işlem dişetinde iltihaba neden
olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını sağlar. Genellikle
bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin
büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti
hastalığının erken döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı
temizliği, plağın uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin
sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı bir tedavi
için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi
gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin
periodontal ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek
eliminasyonunu ve düzgün bir kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay
temizlenebilir bir dişeti formu oluşturmaktır.
Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak dişhekimi
tarafından muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı
birikimlerinin ortamdan uzaklaştırılması gereklidir. Fakat
unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile elde edilenlerin
sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı
işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz.
Sağlıklı diş eti ; portakal kabuğu gibi hafif pürüzlü ,
diş ile olan sınırı düzgün bir hat halinde ve pembe
renkli bir görünümdedir. Sağlıklı diş eti fırçalarken
veya yemek yerken kanamaz.
İltihaplı diş eti ; ödemden dolayı parlak yüzeyli ve şiş
, diş ile olan sınırı düzensiz olan ve kırmızı renkli
bir görünümdedir. Üstüne basınca veya sürekli olarak bir
ağrı olabilir. Fırçalama sırasında veya yemek yerken
kanama olur ve iltihap boşalır. Diş etindeki iltihap
ağız kokusunun da nedenlerinden birisidir.
Diş eti iltihabının nedenleri ;
Ağız bakımının yetersiz olması ( yetersiz sayıda ,
yetersiz sürede veya yanlış hareketlerle diş
fırçalamak ) ( en sık görülen nedendir )
Vitamin eksikliği
Bedensel rahatsızlıklar ( nadiren görülür )
Diş eti çekilmesinin nedenleri ;
Diş eti iltihabı ( ileri derecede )
Diş taşları
Hatalı diş fırçalama ( aşırı kuvvetle bastırarak )
Hatalı yapılmış kron veya dolgular
Sağlıklı diş eti
Tedavi öncesi & sonrasında diş eti
Diş eti iltihabının genel belirtileri ;
Diş etinde kanama ( kendiliğinden veya fırçalarken ) ,
iltihap sızıntısı
Diş etinde kırmızılık
Diş etinde şişlik
Diş ve diş etinde hafif ağrı veya rahatsızlık
Diş eti çekilmesi
Dişlerde sallanma
Ağız kokusu
Diş eti iltihabının dereceleri ;
1. Gingivitis : diş etinde kızarıklık , fırçalarken
kanama vardır ...
2. Periodontitis ( erken dönem ) : diş etinde
kızarıklık , şişlik , fırçalarken kanama , hafif ağrı
ve ağız kokusu vardır. Bu durumdaki hastalarda diş
taşı da vardır.
3. Periodontitis ( gelişmiş dönem ) : diş etinde
kızarıklık , şişlik , fırçalarken çok miktarda kanama
, ağrı , rahatsız edici düzeyde ağız kokusu vardır.
Ayrıca diş etlerinde çekilme ve kemik kaybı vardır.
Dişler hafif düzeyde sallanabilir.Bu durumdaki
hastalarda çok miktarda diş taşı vardır.
4. Periodontitis ( ileri dönem ) : diş etinde fazla
miktarda kızarıklık , kendiliğinden bile kanama ,
rahatsız edici düzeyde ağrılar , apseler ve ağız
kokusu vardır. Çok fazla miktarda diş taşı bulunur .
Aşırı bir şekilde diş etlerinde çekilme ve ciddi
düzeyde kemik kaybı vardır. Bu durumdaki hastaların
dişleri hissedilir düzeyde sallanır , hatta bu nedenle
çekilmeleri gerekebilir.
Gingivitis ( 1.safha )Periodontitis ( 2. safha
)Periodontitis ( 3. safha )Periodontitis ( 4. safha )
Diş eti iltihabının tedavisi ;
Diş eti iltihabının akıtılarak diş etlerinin
rahatlatılması
Yüzeyel diş taşlarının temizlenmesi ( Detertraj )
Derindeki diş taşlarının temizlenmesi ( Subgingival
küretaj )
Doğru bir şekilde diş fırçalamanın öğretilmesi
İleri durumlarda , vitamin desteği ve antibiyotik
kullanımı
Diş etinin bazı iltihaplı kısımlarının cerrahi
işlemlerle alınması ( papillektomi , gingivektomi )
Diş eti çekilmesi olan yerlerde eğer yapılabiliyorsa
cerrahi operasyonla bazı düzeltmeler yapılması ( flap
operasyonu )
Kemik kaybı olan yerlerde eğer gerekiyorsa cerrahi
yöntemler ve " biometeryal " uygulanması veya "
membran uygulanması " yoluyla kaybolan kemik dokusunun
kısmen de olsa yerine getirilmesi
Biometeryal Uygulanması Membran uygulanması
http://www.goruntulememerkezi.com/
RADİSTANBUL ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY PENDİK GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
0-2165218836
0-216-6423432
Radistanbul Görüntüleme Merkezi Ümraniye son durakta 4 yıldır hizmet vermektedir. Bünyemizde ultrason, doppler, mamografi, kemik yoğunluğu ölçümü, panoramik ve sefalometrik diş röntgeni cihazları bulunmaktadır.
Kurumumuzda yapılan tetkikler;
Radyoloji veya radyodiagnostik veya halk arasında eskiden kullanılan
şekliyle röntgen doktorluğu, hastalıkların tanısı için yıllardır hizmet
veren bir tıp alanıdır. Yirmi yıl öncesine kadar sadece röntgen
cihazlarıyla verilebilen bu hizmet, artık çok çeşitli ve gelişmiş aletler
kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Radyolojinin tıbbın en hızlı
ilerleyen dalı olduğu söylenebilir. Hızlı gelişmeyle birlikte bir çok yeni
kavramda karşımıza çıkmaya başlamış ve insanların kafalarında soru
işaretleri oluşmasına neden olmuştur.
Bu sayfanın amacı, radyoloji konusuyla direk ilişkisi olmayan insanları
bilgilendirmek, kafalarında oluşan sorulara kolayca ulaşabilecekleri bir
bölüm oluşturmaktır.
Mammografi
Ultrasonografi
Doppler Ultrasonografi
Hangi radyolojik incelemeyi yaptırırsanız yaptırın, yanınızda eski
incelemelerinizi götürmeyi unutmayın. Radyoloğunuzu ne kadar
bilgilendirirseniz, alacağınız verim o kadar çok olacaktır.
Ayrıntılı bilgiler elde etmek istiyorsanız
MAMMOGRAFİ
Mammografi meme dokusunun röntgen ışınlarıyla görüntülenmesidir. Genel
amaçlı radyoloji tüplerinde değişiklikler yapılmayı, bunun sonucunda
hastanın daha az radyasyon alması sağlanmıştır. Kullanılan cihaza bağlı
olarak otururken veya yatarken memenin değişik yönlerden görüntüleri
alınır. Çekim esnasında memenin komprese edilmesine bağlı rahatsızlık
hissi oluşabilir.
Mamografi belli yaştan sonra tarama testi olarak, memede bir kitle ele
geldiğinde, meme başında akıntı görüldüğünde, meme başının çekintiye
uğramasında, meme derisindeki değişikliklerde, meme biopsisinde
lokalizasyon amacıyla kullanılabilir.
Kadınların 70 yaşına kadar %13'nde meme kanseri çıkma riski bulunmaktadır.
Meme kanseri erken teşhis edilirse büyük oranda (%80-90 arası) tedavi
edilebilir. Bu nedenle mamografinin meme kanserinin erken teşhisinde bir
tarama testi olarak önemi büyüktür. Amerikan Kanser Derneği 40-49 yaşları
arasında 2 yılda bir, 50 yaşın üzerinde her yıl mamografi çekilmesini
önermektedir.
ULTRASONOGRAFİ (USG) (US-Ultrasonografi)
Ultrason, insan kulağının işitemiyeceği kadar yüksek frekanslı ses
dalgalarını kullanarak iç organları görüntüleyen bir tanı yöntemidir.
Ultrasonda radyasyon kullanılmaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde
rahatlıkla kullanılabilir. Cihazdan gönderilen ses dalgaları, hasta
vücudundan yansıdıktan sonra gene aynı cihaz tarafından algılanır. Yansıma
farklılıkları organdan organa değişir. Bu nedenle farklı yansımaların
olduğu yapılar, farklı görüntüler verirler. Normal yapılar içindeki bir ur
ya da kist, ses demetlerini farklı yansıttığı için farklı yapıda gözlenir
ve tanı konulur. Görüntü oluşturulması sırasında "prob" hasta vücudunda
gezdirilirkrn, altında kalan bölümün kesit görüntüleri, hareketli organlar
gibi ekranda kayar. Bu esnada radyolog tanı koyar. Elde edilen
görüntülerin tanıda çok fazla bir katkısı yoktur. US işlemi, ihtisasları
süresince yaklaşık 1 yıl eğitimini alan radyologlarca yapılır.
Ultrason hangi amaçlarla (endikasyonlar) yapılır ?
Ultrason çoğunlukla karaciğer, safra kesesi, pankreas, dalak, böbrekler,
mesane, yumurtalıklar ve rahim gibi karın içi organların görüntülenmesi
için kullanılır. Ultrason çekilmesi için başvuran hastaların en sık
şikayeti karın ağrısıdır. Karaciğer ve dalak gibi karın içi organların
büyümesi, safra kesesi ve böbrek taşları, apandisit, yumurtalık kistleri
ve karın içindeki tümörler ultrason ile teşhis edilebilen hastalıklardan
bazılarıdır.
Ultrason çekilmesi için hazırlık gerekir mi ?
Karın içindeki organların ultrasonu için hastanın aç karna olması gerekir.
Ayrıca mesane, yumurtalıklar ve rahimin incelenmesi içn hasta idrarına
sıkışık olmalıdır. Bunun dışında başka bir hazırlık gerekmez.
Ultrason nasıl çekilir ?
Hasta sırtüstü yatar. Cilt üzerine jel sürülür. "Prob" adı verilen cihaz
ile karın içindeki organlar cilt üzerinden incelenir.
Yan etkileri nelerdir?
Bugüne kadar gebelikte ve diğer incelemelerde gösterilebilen bir yan
etkisi yoktur.
ÜÇ BOYUTLU (3D) ULTRASON
1)GENEL BİLGİLER :
Ultrasonografi teknikleri ve görüntülerin kalitesinde elde edilen büyük gelişme, 1990 ların ikinci yarısından itibaren, gelişen elektronik-bilgisayar teknolojisinin ultrasonografi ile birlikte kullanılmasıyla yepyeni bir boyut kazanmıştır. Dijital ultrasonografinin ardından üç boyutlu ultrason görüntülerinin elde edilmesiyle, tüm dünyada özellikle, gebelik takibinde üç boyutlu ultrasonografi kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Bunda üç boyutlu görüntülerin hekimlerin farklı problemleri teşhis edebilmesinde (tanısal-diagnostik katkı) sağladıkları katkının yanında özellikle bebeklerini görme heyecanı içinde olan anne baba adaylarının istekleri de (psikososyal katkı) büyük rol oynamıştır.
İlk üç boyutlu ultrason görüntüleri 1980 lerin başında elde edilmesine karşın, bu konudaki en önemli gelişme, 1986 yılında Japonya'da 2 boyutlu ultrasonografi görüntülerini bir mini işlemciyle 3 boyutlu hale getiren Kazunori Baba'nın çalışmaları sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu görüntülerin elde edilmesi için 2 boyutlu görüntülerin işlenmesi yaklaşık 10 dakikalık bir süre gerektirmekteydi. Bugün ise eş zamanlı olarak 3 boyutlu görüntüleri elde edebileceğimiz bir teknolojiye sahibiz. Çoğu kez kafa karıştıran bir terim olan ''dört boyutlu ultrasonografi'' ile eş zamanlı üç boyutlu ultrasonografi kastedilmetedir. Dördüncü boyut çoğu kez de kabul edildiği dibi zamandır. Bunu normal kameranın yaptığı çekimle karşılaştırabiliz. Anne karnındaki bebek haraket ettiğnde, bunu sanki bir kamerayla çekiyormuş gibi eş zamanlı olarak kaydetmekteyiz.
Üç Boyutlu (3D) Ultrasonun Avantajlı Yönleri
3D Ultrason cihazları ile çok erken döneminde cinsiyet tayini, yarık damak, yarık dudak gibi yüz anomalileri, eksik parmak veya eğri ayak-el gibi ekstremite anomalileri, bel açıklığı (spina bifida ) veya beynin fıtıklı kesesi (ensefalosel) gibi beyin ve omurilikten kaynaklanan rahatsızlıkların erken tanısı konulabilmektedir.
Diğer taraftan geleneksel iki boyutlu ultrasonografide bebeğin el ve ayak parmaklarını tam anlamı ile değerlendirebilmek her zaman mümkün olmayabilir.
Ense kalınlığı ölçümüyle görülen "mongolizm" (Down sendromu-trizomi 21) 3D ultrason sayesinde 3. ayda taranabilmektedir.
Bu nedenlerle üç boyutlu ultrasonlar geleneksel- standart 2d ultrasonlara göre tercih edilmektedir.
Yine, üç boyutlu ultrasonlar ile çiftlerin ayrı bir mutluluk ve farklı bir heyecanla bekledikleri ikiz, üçüz bebeklerin gelişimi de daha net bir şekilde izlenebilmektedir.
3D ultrasonlar geleneksel iki boyutlu inceleme özelliğinin yanı sıra, hem renkli Doppler, hem de 3. boyut özelliğini birlikte içermesi ile bebek heyecanına kapılan ailelere üçüncü aydan (14. haftadan itibaren) itibaren cinsiyeti öğrenme ve renkli fotoğraflarını alma fırsatı tanımaktadır.
Siyah beyaz ve 2 boyutlu ultrasona göre anne karnındaki bebeğin hem bir buçuk ay daha önce görüntülenmesine, hem de net fotoğraf kalitesindeki renkli görüntüsünü elde etmeye olanak sağlayan 3 boyutlu (eş zamanlı) renkli ultrason, anne babaların hamileliğin 3. ayından itibaren bebeklerinin fotoğrafına kavuşmalarını sağlamaktadır.
Tüm bu özellikleri ile 3 boyutlu ultrason ailelere bebeklerinin sağlık durumundan sonra, en fazla kime ve neye benzediğini merak ettikleri için, çekimler sırasında eli, ayağı, burnu, yüzü gibi detayları yorumlama ve bebeği birilerine benzetmeye çalışma gibi hoş anlar yaşatmakta ve hamilelik sürecindeki heyecanın güzel anılara dönüşmesini sağlamaktadır. Ayrıca bu görüntüler tek resimler halinde fotograf kağıdına veya uzun görüntüler halinde DVD VE CD ' ye kaydedilmekte, ilerde tekrar bakmak için hoş bir anı olarak saklanabilmektedir.
DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Doppler Ultrasonografi yöntemi ile bir organın veya damarının kan akımını
inceleyebiliriz. Kan akımının miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı,
akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Akan kan, kırmızı
ya da mavi renk şeklinde gözle görülebilir. Akan kanın miktarı ile ilgili
ölçümler yapılabilir. Bu esnada cihazdan kalp atışlarına benzer sesler
duyulur. Cihazın çalışma prensibi, sesin hareket eden yapılardan yansırken
frekans değişikliği göstermesidir. Doppler incelemeleri, normal
ultrasonografi cihazları ile yapılır. Ancak bunlarda farklı bilgisayar
donanımı mevcuttur.
Doppler Ultrasonografi incelemesi, Doppler ultrason cihazına bağlı bir
prob yardımıyla ve incelenecek organ ya da damar üzerine jel sürülerek
gerçekleştirilir. Jeller, probun hava ile temasını önler ve gönderilen
sesin daha derin dokulara ulşmasını sağlar.
Doppler Ultrasonografi incelemesi ile :
Kol ve bacak damarları,
Karaciğeri besleyen damarlar
Böbreği besleyen damarlar
Boyun damarları
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
Gözü besleyen damarlar;
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması
incelenebilir.
İnceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın
içindeki bir organ (karaciğer, böbrek v.b.) incelenecek ise hastanın aç
olması, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli
gerçekleşmesini sağlar. Bu nedenle karın bölgesindeki damarların
incelenmesi için 1 aya kadar çocuklarda emzirme süresi kadar, 5 yaşına
kadar çocuklarda 4 saatlik, 10 yaşına kadar olanlarda 6 saatlik ve
büyüklerde 12 saat açlık gereklidir. Bu süre içerisinde sigara dahil hiç
bir şey yenilip içilmez. Karın bölgesi incelemeleri dışında önceden bir
hazırlık gerekmemektedir. İnceleme sırasında gözlük, saat, metal eşya gibi
cisimlerin çıkartılması gerekmez. Ancak incelenecek bölgenin, probla temas
alanının sağlanması için açıkta olması gerekir. Bu nedenle hasta masaya
yattığı sırada, o bölgedeki giysiler soyundurulur.
İnceleme sırasında, karın bölgesinin iyi incelenmesi için hastadan
nefesini tutması istenir. Bunun için derin nefes aldıktan sonra
olabildiğince hareketsiz kalıp, nefesi vermemek gerekir. Bu süre kişiye
göre değişmekle birlikte ortalama 15-50 saniyedir.
Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde
olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason
enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır. Ultrason enerjisi, vücuttaki
dokularla etkileşir. Bu etkileşim, dokuların ısısını artırmak şeklindedir.
Isı artımı 1.5ºC olabilir. Özellikle anne karnındaki fetüslerde ısı
artımının 41ºC'yi geçmesi zararlıdır. Ancak, tanı amacıyla kullanılan
sınırlarda bu kadar yüksek ısı artımı oluşmaz. Oluşmasına neden olabilecek
inceleme şekillerine karşı radyologlar zaten eğitim almaktadır. Gebelikte
uygulanan Doppler incelemelerinin, çocuk doğduktan sonraki davranış ve
okul başarısına olumsuz etkisi gösterilememiş, kansere neden olduğu
konusunda bir bulgu bugüne kadar ortaya çıkmamıştır.
İnceleme sırasında damar içine ilaç verilmemektedir. Ancak, son yıllarda
özellikle karın içindeki gaza bağlı veya herhangi bir nedenle net
izlenemeyen damarların incelenmesinde; damarları daha ayrıntılı ortaya
çıkaran ve herhangi bir yan etkisi olmayan ilaçlar da kullanılmaya
başlanmıştır. Bunlara "ultrason kontrast maddesi" adı verilmektedir.
Prob
Kan akımı ölçülmek istenen organ ya da damar üstüne yerleştirilen ve
doppler ultrason cihazına bir kablo ile bağlı bölüm
Kol ve bacak damarları
Atar ve toplar damarlardaki kireçlenme plaklarına bağlı oluşan darlık,
pıhtı oluşumları ve toplar damarlarda yetmezlik (varisler) olup
olmadığının saptanmasını sağlar. "Üst/alt ekstremite arteriyel ve/veya
venöz Doppler" incelemesi adını alır.
Karaciğeri besleyen damarlar
Siroz v.b. hastalıklarda karaciğeri besleyen damarlarda meydana gelen
değişiklikleri incelemek için kullanılır. "Portal Doppler" adını alır.
Böbreği besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda böbreği besleyen damarların ne
düzeyde etkilendiğini saptamak için kullanılır. "Renal Doppler" adını
alır.
Boyun damarları
Boyunda, beyine giden ana atar damar ile dallarında kireçlenme plaklarına
bağlı oluşan darlıkları ya da beynin arka kesimini besleyen damarların
akım miktarını saptamak için kullanılır. "Karotis ve vertebral sistem
Doppler" adını alır.
Gebelerde, anneye ve fetuse ait damarlar
Son adet tarihine göre gelişme geriliği şüphesi olan fetüslerde,
hipertansiyonu olan gebelerde kan akımının hızı ve özelliği incelenerek
olası anomaliler saptanır. "Obstetrik ve jinekolojik Doppler" adını alır.
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar
Testisleri besleyen damarlarda meydana gelen düzensiz genişlemeler
damarlardaki yetmezliğe bağlıdır ve erkeklerde kısırlığın önemli bir
sebebidir. Bu damarlara yönelik yapılan incelemede toplar damarlardaki
olası yetmezlik (varisler) saptanabilir. "Skrotal ya da testis Doppleri"
adını alır.
Gözü besleyen damarlar
Diabet, hipertansiyon vb hastalıklarda göz damarlarında meydana gelen
değişikleri saptar. "Göz Doppleri" adını alır.
Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan bir kitlenen damarlanması
Bir kitleyi (uru) besleyen damarların olup olmaması o kitlenin iyi huylu
ya da kötü huylu olduğunu saptamada önemli bir kriterdir. Kitlenin çok
kanlanması bu kitlenin habis özellik taşıdığının bir göstergesidir.
"Kitleye yönelik Doppler" şeklinde adlandırılır.
Tüm batın, üriner sistem, pelvik, troid ultrasonlarına ek olarak gebelerde 2. Düzey ultrason, gebelik ultrasonu, 3d 4d boyutlu ayrıntılı ultrason çekimleri, mamografi, kemik dansitometri, osteoporoz testi,tüm renkli doppler ve tüm ultrsonografik incelemeler
Doğuma Genel Bakış
Bir Çocuk Yetiştirmek
Eşlerin Muayenesi
Kadında Aylık Çevrim
Fertilizasyon
Kalıtsal Tehlikeler I
Kalıtsal Tehlikeler II
Kısırlık = Sterilite
Kısırlık Araştırmaları
Evlat Edinme
Gebelik Belirtileri
Gebeliğin Tespiti
Bebeği Bekleyiş
Doktor Muayenesi
Gebelikle Yeni Sorunlar
İlk Üçayda Vücuttaki Değişiklikler
İlk Üçayda Beslenme
Gebelikte Sağlık ve Bakım
Gebelikte İlaç Kullanımı
Gebelikte Bulaşıcı Hastalıklar
Kendiliğinden Düşük
İkinci Üçaylık Dönem
İkinci Üç Aylık Dönemin Sorunları
İkiz Gebelik
Doğuma Hazırlık
Son Üçayda Vücuttaki Değişiklikler
Emzirmeye Hazırlık
Son Üçayda Sorunlar
Gebelikte Özel İncelemeler
Ultrasonografi
Amniyoskopi
Amniyosentez
Biyofizik ve Biyokimyasal Kontroller
Gebelik Hesaplayıcısı
Yavrunuzun Sağlığı İçin
Babaya Öneriler
Sağlık Muayenesi
Gebelik Testi Öyküsü
Çiftin Kısırlığa Tepkisi
Gebe Kalmak / Önlemek
Varolduğunu Öğrendiğim Zaman
Düşük
Pratik Öneriler
Gebelik ve Jimnastik
Gebelik ve Cinsel Yaşam
Frengi ve Verem
http://www.goruntulememerkezi.com/
Anne ve Çocuk Beslenmesi :
Anne Karnında
Doğumdan 6. Aya
7 - 12. Aylarda
1 - 3 Yaşlarda
4 - 6 Yaşlarda
Özel Durumlarda
İKİNCİ DÜZEY FETAL ULTRASONOGRAFİDE
- ANENSEFALİ
- ENSEFALOSEL
- SPİNA BİFİDA
- MENENGOSEL
- MİYELOMENENGOSEL
- DANDY WALKER MALFORMASYONU
- CHOROİD PLEKSUS KİSTİ
- ARAKNOİD KİST
- HİDROSEFALİ
- GASTROSCHİSİZ
- OMFALOSEL
- FETUS PAPİRACEUS
- ÇOĞUL GEBELİK
- FETAL ASİT
- POLİHİDROAMNİOS
- OLİGOHİDROAMNİOS
- RENAL ANOMALİLER
- SSS ANOMALİLERİ
- EKSTREMİTE ANOMALİLERİ
- KRANYAL ANOMALİLER
- MEGAURETER
- UPJ OBSTRUKSİYONU
- BARSAK ATREZİLERİ
- DUDENAL ATREZİLER
- KALP ANOMALİLERİ BOŞLUKLAR
- VB ANOMALİLER ARAŞTIRILMAKTADIR.
http://www.goruntulememerkezi.com/
Ekstremitelerde arterial ve venöz doppler, karotis vertebral doppler, renal arter doppleri, gebelik doppleri de dahil olmak üzere tüm doppler uygulamaları,
KISA BİLGİLER
RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
http://www.goruntulememerkezi.com/
Vücuttaki damarlar içerisinde akan kanı görüntüler. Ağrısız bir tanı yöntemidir. Prob adı verilen bir alet incelenecek damarın üzerindeki ciltte gezdirilir. Prob ses dalgalarını vücuda gönderir ve yansıyan ekoları tekrar alır. Bilgisayar aracılığı ile organlardan yansıyan ses dalgaları görüntü haline dönüştürülür. Damarlar içerisinde akan kan hücrelerinden yansıyanlar 'Doppler etkisi' oluşturur. Bu olay sabit duran bir kişiye yaklaşan ve yanından geçerek ondan uzaklaşan ambulansın sireninin kulağımızda bıraktığı etkiye benzer. Aynı şekilde proba yaklaşan ve uzaklaşan kan hücrelerinden yansıyan ses dalgaları damarların farklı renklere boyanmasına neden olur. Böylece vücutta normalde ters yönde akım içeren atar ve toplar damarlar birbirinden ayırtedilebilir.
Ne İşe Yarar?
Renkli Doppler ultrasonografi ile vücudumuzun hemen her bölgesinde arter ve venlerdeki hastalıklar tanınabilirler.
Ultrason Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kan damarlarınızın incelenmesi için renkli Doppler ultrasonografi tetkiki yaptıracaksanız ultrason ile ilgili bilginiz olmasına veya geçmişte bu tetkiki yaptırmış olmanıza rağmen hala sorularınız olabilir. Bu sorular Amerikan Ultrasonografi Enstitüsü (AIUM) nün yayımlanmış verileri göz önüne alınarak cevaplandırılmaya çalışılmıştır.
Ultrason Nedir?
Ultrason insan kulağının duyamayacağı yükseklikte frekansa sahip ses dalgasıdır. Cildin üzerinde gezdirilen bir prob yardımıyla vücuda gönderilen ses iç organlardan geri yansır. Yansıyan dalgalar (ekolar) prob tarafından tekrar alınır ve elektronik bir cihaz yardımıyla iç organların ekranda izlenebilen görüntüleri haline dönüştürülür. Bu tip ultrason 2D veya iki-boyutlu ultrason olarak adlandırılır. Devamlı olarak değişen bu görüntüler videokasete veya film kağıdına kaydedilebilir.
Renkli Doppler Ultrason Nedir?
Kan akımını değerlendirmek için kullanılan özel bir ultrason tipidir.
Geri dönen ekoların oluşturduğu görüntüler küçük monitörden izlenir. Ayrıca hareket eden kanın yansıttığı, geri dönen ses dalgaları cihazdaki hoparlörlerden duyulabilir. Bu sesler ağaçlara çarpan rüzgarın sesine benzer. Doktorun ekranda görüntüleri daha rahat görebilmesi için incelemenin yapıldığı oda işlem sırasında karanlıktır.
Klinikte kullanılan birkaç çeşit Doppler ultrason tipi vardır:
1. Devamlı Dalga renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarındaki akım hakkında bilgi sağlamak için ses dalgalarının amplitüdündeki değişiklikleri kullanır. Tetkiki yapan hekim daralmış bir bölgeden geçen kan akımını değerlendirmek için probun oluşturduğu sesleri dinler. Ses farklılıklarına gore tanıyı koyar.
2. Dupleks Doppler Ultrason: Dupleks Doppler ultrason kan damarlarının ve damarları çevreleyen organların görüntüsünü almak için standart ultrason yöntemlerini kullanır. Ayrıca bir bilgisayar Doppler seslerini, incelenen damardaki kan akımının hızı ve yönü hakkında bilgi veren grafiklere çevirir. Bu tip Doppler ultrasonla vücut içindeki yapıları görmek ve bu yapıların içindeki kan akımını değerlendirmek aynı anda mümkün olur. Bunu gerçekleştirmek için ultrason makinası aynı anda iki ultrason yöntemini birlikte kullanır. Sadece damardaki kan akımının değerlendirilmesi isteniyorsa dupleks Doppler ultrason kullanılır.
3. Renkli Doppler Ultrason: Kan damarlarının içerisinde akan kanı temsilen bir bilgisayar Doppler seslerini kan damarlarının görüntüleri üzerine düşürür. Damardaki kan akımının hız ve yönünü temsil eden renkler biçimine çevirir.
4. Power Doppler Ultrason: Power Doppler ultrason akan kana renkli Doppler ultrasondan 5 kat daha duyarlı olan tekniktir. Power Doppler ultrason standart renkli Doppler ultrason yöntemiyle çok zor veya imkansız olan görüntüleri elde edebilir. Ayrıca, power Doppler ultrason karaciğer, böbrekler, testisler gibi parankimatöz organlarda kan damarlarındaki akımı değerlendirmek için kullanılır.
Doppler Ultrasonografi Neden Yapılır?
Doppler ultrason incelemesi kan damarları ve kanın damarlardan geçişi hakkında çok önemli bilgiler verir. Özellikle atar damar ve toplar damarlardaki problemleri değerlendirmek için çok uygun bir yöntemdir. Vücudumuzun her yerinde kan damarları olduğundan Doppler ultrason vücudumuzun hemen hemen her yerinde kullanılabilir. En sık kullanılan bölgeler boyun, kalp, karın ve bacaklardır.
Boyunda, renkli doppler ultrason en sık şah damarlarını ve vertebral arterleri (karotis vertebral ) incelemek için kullanılır. Bu damarlar beyine kan taşırlar ve tıkanabilirler. Tıkanma ''inme''ye neden olabilir. Doppler ultrason ile kan akımı ve yönünün doğru olup olmadığı hakkında bilgi edinilir.
Karın bölgesinde, Doppler ultrason başlıca tansiyon yüksekliğini araştırmak amacıyla böbreklerin, siroz gibi hastalıkları değerlendirmek için karaciğerin, dalak karın ağrısı nedenini araştırmak için barsaklara kan taşıyan damarların, tümör içi ya da komşuluğundaki damarların değerlendirilmesinde kullanılır.
Bacaklardaki kan akımının değerlendirilmesinde, atar damarlardaki tıkanıklıkların, toplar damarlardaki pıhtıların yada bacak şişmesinin nedeninin gösterilmesinde temel yöntemdir.
Tetkik Öncesi Hazırlık Gerekir mi? Tetkik Sırasında Ağrı Olur mu?
Çoğu Doppler ultrason incelemesi için hazırlık gerekmez. Karın bölgesini içeren incelemeler için tetkik öncesi 6 saat açlık istenir. İnceleme sırasında kullanılan ve cilde sürülen jel kolayca silinebilmesine rağmen kolay yıkanabilen bir giysi giyilmesi önerilir. İnceleme ağrılı değildir.
Doppler ultrason incelemesi ortalama 15 – 60 dakika sürer. İşlemin süresi incelenecek vücut bölgesine ve anatomisinin zorluğuna göre değişir. Arteriyoskleroz (damar sertleşmesi) hastalığında damarları değerlendirmek güç olabilir ve tetkik daha fazla zaman alabilir.
Doppler ultrason konusunda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılır ve değerlendirilir.
Kontrol tetkikleri hastalığın tedaviye cevap verdiğini veya ilerlediğini değerlendirmek için gerekli olabilir.
Bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Yıllardır yaygın olarak kullanılan tanısal ultrasona ait bildirilmiş yan etki bulunmamaktadır. Gelecekte ultrasonun olası biyolojik etkilerinin tanımlanması ihtimalinin olmasına rağmen, bugünkü bilgilerimiz ultrasonun hastalara faydalarının, eğer varsa bile, risklerinden daha ağır bastığı yönündedir.
VARİS NEDİR?
Derimizin altındaki yüzeyel toplardamarların yetmezliğidir. Bir başka deyişle, bacaktaki yüzeyel toplardamarların genişleyerek kıvrıntılı büküntülü bir görünüm alması ve derinin altında görünür olmasıdır. Bunun temel nedeni
de toplardamarların içinde bulunan
kapakçıkların bozulmasıdır. Varisler deriden gözüken kırmızı, mavi - mor ince ya da parmak kalınlığına varabilen damar genişlemeleri şeklinde görülebilir. Genetik yatkınlığı olanlarda, kadınlarda, ayakta uzun süreli kalmayı gerektiren meslek gruplarında (hekimler, öğretmenler vs) daha sık görülmektedır. Varisi olan kadınların hamilelik dönemlerinde varis şiddeti artabilmektedir.
Günümüzde kapakçıkların bozuk olup olmadığı renkli Doppler ultrasonografi ile kolaylıkla tanınabilmektedir.
- PENİL RENKLİ DOPPLER
Sertleşme problemi (ereksiyon kusuru-impotans) varlığında penisin kan akımının bozuk olup olmadığına bakılır.
Ereksiyon Kusuru (İmpotans) Nedir?
Erkek cinsel organı penis, normal koşullarda yumuşak bir dokudur. Cinsel uyarı karşısında bu bölgeye kan getiren atar damarlarda akım artar. Kanın geriye dönüşünü sağlayacak toplar damarlarda ise kasılma olur. Peniste süngersi cisimler içerisinde hızla biriken kan geri çıkamaz. Bu birikme, penisin şişmesine ve sertleşmesine neden olmaktadır. Erkek cinsel organının cinsel birleşme için gereken sertliğe ulaşamaması impotans, iktidarsızlık olarak isimlendirilir.
Başlıca Nedenleri Nelerdir?
İmpotans bir hastalık değildir.
Bir takım sorunların kendisini ikincil olarak gösterme şeklidir. Günümüzde bu sorun üzerinde ciddi çalışmalar yapılmış ve nedenleri 4 ana grupta belirlenmiştir:1.Psikolojik nedenler
2. Fiziksel nedenler
3. Hem ruhsal hem fiziksel nedenler
4. Nedeni bilinmeyenlerYaklaşık %85 olguda neden fiziksel (organik) dir. Olguların %10' dan biraz daha fazlası ise psikolojik nedenlidir. Yani bütün sorun kişinin düşüncelerinde saklıdır. %5 kadar olguda neden bilinememektedir. Bir erkekte bir kez impotans görüldüğünde, bunu hep yaşamak korkusu psikolojik nedenli impotansa dönüştürebilir. Eğer bir fiziksel neden bulunamıyorsa psikolojik impotans olduğu düşünülür. Kötü evlilikler, düşük cinsel performans, iş stresi, depresyon impotans nedeni olabilir.
Her erkek hayatında bir ya da birkaç geçici impotans dönemi yaşar.
Fiziksel impotans nedenleri arasında Diabetes Mellitus (şeker hastalığı), damar hastalıkları, pelvis bölgesinin ciddi operasyonları, bel kemiği travmaları gelir. Ayrıca;
Endokrin (hormonal) Nedenler: Ereksiyon için, başta testesteronun etkisine ihtiyaç vardır. Eksikliğinde mutlaka impotans görülmez. Tiroid hormonlarının eksikliği de tam olmayan ereksiyona neden olabilir. Prolaktin hormonunun fazlalığı testesteron yapımını azaltacağından ciddi impotansa neden olabilir.
Bazı ilaçlar: Östrojenler, anti-androjenler, LHRH analogları, beta blokerler, kalsiyum antagonistleri, MAO inhibitorleri, trisiklik anti-depresanlar da impotans nedeni olabilmektedir.
Madde Bağımlılığı İmpotans Yapar mı?
Alkol, sigara gibi madde bağımlılıkları da impotans konusunda ciddi sorunlar yaratmaktadır.
İmpotansta Renkli Doppler İnceleme Nasıl Yapılır?
http://radistanbul.blogspot.com
Renkli Doppler ultrasonografi ile penise arterler ile yeterli kan gelip gelmediği, yeterli kan geliyorsa, gelen kanın penis içerisinde yeterince kalıp kalmadığı (toplar damar kapaklarının sağlam olup olmadığı) tespit edilir.
Penis içi kapiller damarların genişlemesini sağlamak amacıyla inceleme sırasında penis içerisine damar genişletici bir ilaç -hasta yaşı göz önüne alınarak- belirli dozda verilir.
Penis cildi üzerine jel sürülerek ultrasonografi probu ile penis içi damarlar değerlendirilir.
İnceleme ağrılı değildir. Bazen penis içerisine verilen ilaç hafif yanma hissi verebilir.
İlk defa 1980' li yıllarda kullanılan renkli Doppler ultrasonografi, ereksiyon kusurunda patolojinin damar kaynaklı olup olmadığını belirler. Tetkikin yapıldığı odanın sessiz ve loş olması gerekir. Hastanın da gergin olmaması tetkikin doğruluk oranını artırır.
Peniste oluşan sertleşmenin kaybolma süresi bazen (özellikle psikolojik impotansta) uzayabilir. Bu nedenle test sonrası cinsel uyarı, mastürbasyon ve cinsel ilişkiden kaçınmalıdır.
Tetkikin Zararlı Etkisi Olur mu?
Renkli Doppler ultrasonografi ne inceleme sırasında ne de inceleme sonrasında hiç bir zarar vermez. Cinsel hayatı olumsuz yönde etkilemez.
- Ağız ve diş sağlığında en ileri görüntüleme teknikleri kullanılarak dijital panoramik diş röntgeni, temporomandibular ve sinüs grafileri ve sefalometrik röntgen çekimleri,
Mammografi çekimleri,
TİROİD ULTRASONOGRAFİSİ
Tiroid bezi boyunda yer alan ve metabolizmayı düzenleyen bir organdır. Diğer yüzeyel vücut organları gibi ultrasonografi ile kolaylıkla değerlendirilebilir. Tetkik ağrısızdır ve hazırlık gerektirmez. Tiroid ultrasonu guatr (tiroidin büyümesi), nodül (kistik, tümöral olabilir) araştırılması için kullanılabilir.
Jel sürülerek ses dalgası gönderen prob boyun üzerinde gezdirilir ve tiroid bezinden yansıyan ses dalgaları bilgisayar yardımıyla monitörde görüntü oluşturur. İncelemenin radyasyon riski yoktur. Tümör şüphesi varsa ultrason rehberliğinde ince iğne ile hücre örnekleri alınıp sitolojik inceleme yapılabilir.
KALÇA USG
KALÇA ULTRASONU
Yenidoğan ve süt çocukluğu döneminde kalça ekleminin değerlendirilmesinde kullanılan basit ve ağrısız bir yöntemdir.
Ne Zaman Yapılması Uygun Olur?
Doğumdan sonraki ilk günlerde yapılabilir. Anglo-Amerikan literatüründe işlem için en uygun zaman doğum sonrası 3. hafta ile 6. hafta arasıdır. Ancak 5-6 aya kadar (bebek kilolu değilse 10-12 aya kadar) yapılabilmesi mümkündür.
Nasıl Yapılır?
Bebek, bezi açık şekilde muayene masasına yan yatırılır. Ilık jel sürülmüş prob yardımıyla kalça eklemleri bacaklar düz ve kıvrılmış pozisyonda iken incelenir. Bebeğin ağlaması ve hareketleri işlemi güçleştireceğinden, sakin olması için inceleme öncesi doyurulması tavsiye edilir.Ne Kadar Sürer?
Genellikle 5-15 dakika içerisinde biter.
Kalça ekleminin anormal gelişiminin ya da yerleşiminin gösterilmesinde son derece duyarlıdır. İncelemenin sonucu çıkık saptanırsa tedaviye erken başlanmış olacağından ameliyata gerek kalmaz. Bacağı kurbağa pozisyonunda tutan bandajların birkaç ay kullanılması ile kalça tamamen normale döner. Tedavinin etkinliği de ultrasonografi ile takip edilir.
Erken çocukluk döneminde açıklanamayan topallama olduğunda, kalça ekleminin geçici sinoviti denen, eklem hareketlerini sınırlayabilen iltihabi durum ultrasonografi ile görülebilir.
PEDİATRİK USG
MAMOGRAFİ
Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?
Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır. Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.
Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.
Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.
Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.
Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.
Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdır
Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.
Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.
Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.
Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.
MAMOGRAFİ
Memelerin düşük dozlu X ışını (Röntgen ışını) yardımı ile detaylı görüntüsünün çıkarılmasıdır.
Meme muayenesi esnasında bulunan şüpheli bir kitlenin yerinin ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yaygın ve etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Elli yaşın üzerindeki kadınlarda bulunan kitlelerin %85 ile %90' ının hissedilebilir büyüklüğe ulaşmasından 2 yıl kadar önce mamografi ile belirlenebileceği tahmin edilmektedir. Meme kanseri açısından hiçbir risk faktörü bulunmayan, hiçbir şikayeti olmayan ve yıllık meme muayeneleri normal olan kadınlarda da belli aralıklarla meme kanseri tarama testi olarak rutin mamografi önerilmektedir.
Mamografi Ne Zaman Yaptırılmalıdır?
http://www.goruntulememerkezi.com/
Mamografi incelemesine başlamadan önce mutlaka dikkatli bir meme muayenesi de yapılırsa tanı olasılığı artacaktır. Meme kanseri kadınlarda nispeten sık görülen bir kanserdir; kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. Her 12 kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanmakta ve her 25 kadından biri meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Tarama testlerinin amacı bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evrede yakalamaktır. Mamografinin kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesinin nedeni, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %25-80 oranında azaltılabilmesidir. Tarama amaçlı mamografiye meme kanseri açısından risk faktörleri bulunmayan kadınlarda 40 yaşında başlanmalı, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir rutin olarak uygulanmalıdır.
Yapılan meme muayenesinde bir sorun saptanması durumunda veya kadının her ay kendi yaptığı meme muayenesi esnasında bir kitle saptaması ve bunun doktor muayenesiyle doğrulanması durumunda mamografi yenilenir. Otuz yaşın altındaki kadınlarda meme dokusunun yoğun olması nedeniyle görüntülemenin zor olması, meme kanseri görülme olasılığının oldukça düşük olması nedeniyle rutin mamografi önerilmez. Bu yaş grubunda genellikle meme ultrasonografisi yapılır. Ailede (anne, kardeş) meme kanseri varsa veya meme kanseri risk faktörleri olan kadınlarda mamografi aralıkları hekim tarafından düzenlenir.Tarama mamografi meme dokusunun adet döngüsünün içinde en iyi görüntülenebildiği dönemde yapılmalıdır. Bu dönem adet kanamasının başladığı ilk hafta içerisinde hormon seviyelerinin nispeten düşük olduğu günlerdir.
Mamografi Diğer Tetkiklerden Farklı mıdır?
Mamografi, özel bir röntgen cihazı yardımıyla her iki memenin sıkıştırılarak çeşitli pozisyonlarda filmlerinin alınmasıdır. Mamografi çekimi esnasında meme dokusunun iyice sıkıştırılmasının amacı daha küçük lezyonları görebilmek ve radyasyon dozunu en düşük seviyeye indirmektir.
Önceden Yaptırılmış Meme Tetkikleri Önemli midir?
Mamogramlar yorumlanırken genellikle önceki yıllardaki görüntüler de dikkate alınır. Bu nedenle mamografi filmlerinin ve raporlarının muhafaza edilmesi ve düzenli olarak radyoloji uzmanına sunulması son derece önemlidir.Mamografi Filmi Okunurken Nelere Dikkat Edilir?
Elde edilen görüntüler incelenirken meme dokusunda kitle, mikrokalsifikasyon (kireçlenme) aranır, süt bezlerinin meme dokusu içindeki yapısı ve dağılımına bakılır, meme cildinin kalınlığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu değerlendirlir.Mamogramlarda saptanan kitlenin solid mi (tümöral) yoksa kistik mi (sıvı içerikli) olduğunu anlamak için doktor tarafından istenmemişse bile "ücret talep edilmeden" ultrasonografik ek inceleme (kontrol) yapılır. Kanser düşündüren bir görüntü varsa biyopsi önerilir.
Çok Küçük Tümörler Mamografide Görülür mü?
Mamografi memedeki değişiklikleri hastanın kendisi ya da doktoru tarafından hissedilemeyecek kadar küçük iken görüntüleyebilir. Ele gelen kitle varsa, bunun kanser olup olmadığının belirlenmesinde kullanılır.Meme Biyopsisi Nedir? Ne Zaman Yapılır?
Biyopsi lokal anestezi sonrası kuşkulu dokudan iğne ile hücre örneği alınarak patoloji laboratuvarında kanser olup olmadığının belirlenmesi işlemidir. Ultrasonografi rehberliğinde yapılabilir.MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Bu yöntemde prob tarafından memeye gönderilen yüksek frekanslı ses dalgaları değişik dokulardan yansıyarak yine prob tarafından toplanır ve bilgisayarlar aracılığı ile monitörde görüntülenir, radyasyon içermez.Hangi Amaçlarla Ultrasonografi Yapılır?
Muayenede ele gelen kitle veya mamografide anormal olduğu düşünülen bir alan ultrasonografi ile değerlendirilir. Ultrason özellikle tümör ile kisti (sıvı içeriklidir) ayırt etmekte faydalıdırUltrasonografinin Mamografiye Tercih Edildiği Durumlar Var mıdır?
Otuzbeş yaşın altındaki kadınlarda ilk kullanılacak tanı yöntemidir. Radyasyon içermediği için hamile kadınlarda meme incelemesinde ideal yöntemdir.Başka bir kullanım alanı da silikonlu memelerde sızıntı (kaçak) veya yırtık (rüptür) değerlendirmesidir.
Ayrıca meme enfeksiyonlarının tanısında da güvenle kullanılır.Meme ultrasonu eşliğinde kist aspirasyonu ve biyopsi gibi girişimsel işlemler yapılabilir.
Nasıl Yapılır?
Sırtüstü yatar durumdaki hastanın memesine ses dalgalarının geçirgenliğini artıran jel sürülür. Prob meme cildinde yavaşça gezdirilir. Görüntüler ekranda izlenir.Ne Kadar Sürer?
Karşılaştırma gerekliliği nedeni ile iki meme de incelenmelidir. İşlem yaklaşık 20-45 dakika sürer.
- Kemik Yoğunluğu Ölçümü.
- Hizmet verilen ilçeler, İSTANBUL ANADOLU YAKASI
- ÜMRANİYE, ÜSKÜDAR, BEYKOZ, AĞVA, ŞİLE, ÇEKMEKÖY, ALEMDAĞ, REŞADİYE, TAŞDELEN, SULTANBEYLİ, PENDİK, KARTAL, MALTEPE, TUZLA, GEBZE
- UYGUN TETKİK VE GÖRÜNTÜLEME FİYATLARI İLE İSTANBULDA BULUNAN TÜM KAMU VE ÖZEL HASTANE HASTALARINA HİZMET VERİLMEKTEDİR.
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ BİLGİLER
Son dört yıldır ÜMRANİYE SONDURAKTA hizmet vermekteyiz.
Amacımız güncel teknolojiyi deneyimli bir ekip ve uygun fiyatlarla hastalarımıza ulaştırmaktır.
Vizyonumuz gelecekte bir MARKA olmak, teknolojiyi yakın takip etmek, kendimizi sürekli geliştirmektir.
Hizmet verdiğimiz modaliteler hakkında bilgiler:
KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ
Kemik erimesi, mevcut kemik kütlesinin, mineral içeriğinin azalması ve zayıflaması sonucu süngerimsi hal alması ve kolayca kırılabilir bir duruma gelmesidir. Sonucunda da başta sırt bölgesi olmak üzere vücutta dinmeyen ağrılar, boy kısalığı ve kırıkların oluşumlarını görmekteyiz.
KEMİK DANSİTOMETRE
Kemiklerin yapısında yer alan maddelerin yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle kemik madde kaybı (osteoporoz) saptanır.
Osteoporoz Nedenleri Nelerdir?
1. Primer (yaş, cinsiyet, sigara, aşırı alkol tüketimi gibi yaşam tarzına bağlı nedenler)
2. Sekonder (hastalıklar ve ilaçlar) sonucu oluşan madde kaybıGüvenli midir?
Günlük hayatta bilgisayar kullanırken alınan radyasyon kadar X ışını kullanılır. Hiçbir yan etkisi yoktur.
İnceleme Nasıl Yapılır?
Yaklaşık 15 dakika civarında yatarak yapılan bir işlemdir. Ağrı ve acı kesinlikle yoktur. Sadece kımıldamadan yatmak gerekmektedir.
Kimlere Yapılır?
Kemik kaybı riskinin yüksek olduğu, menopoz sonrası kadınlar için ilk çekim normal ise 3 yılda bir kontrol amaçlı çekimler önerilmektedir. Kemik kaybı söz konusu ise kontrol periyodunu tedaviyi yapan hekim belirleyecektir.
Hazırlık Gerekir mi?
Hiçbir ön hazırlık gerekmemektedir, günün her saatinde çekilebilir.
Kemik mineral dansitometrisi kemik yoğunluğunun ölçülmesidir. Yani kemiğin kırılganlık riskini belirleyen bir ölçüm yöntemidir.40 yaş ve üzeri kadınlar mutlaka kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdırlar. Çünkü günümüzde kadınlar doğum sayısı, sigara kullanımı, yanlış beslenme alışkanlıkları, yeterli egzersiz yapamama gibi nedenler ile yüksek risk altındadırlar.Kemik erimesi kadınlara özgü bir hastalık değildir, erkeklerde de görülmektedir. Özellikle bazı metabolik hastalıklar,kortizon gibi ilaçların kullanımı kemik erimesine neden olurlar.
ULTRASON US USG ULTRASONOGRAFİ
Yüksek frekanslı ses ( ultrasound ) dalgalarının farklı yoğunluktaki doku yüzeylerinden yansıması ile iç organların görüntülenmesidir.
Yumuşak doku patolojilerinin incelenmesinde ve organların sınırlarının belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Sıvılarda yansıma olmadığından kistik yapılar solid yapılardan kolayca ayrılabilirler.
İç organ patolojilerinin tespitinde hastayı rahatsız etmeden kolay uygulanabilen noninvaziv bir yöntem olması nedeniyle tercih edilmektedir.
Ultrason öncesinde ön hazırlık gerebilir. Bu nedenle randevu alınması ve randevu sırasında verilecek bilgilere dikkat edilmesi önemlidir.
GEBELİKTE ULTRASON
Bebeğin sayısı, geliş şekli, duruş şekli, anatomik yapısı, plasenta yerleşimi, amnion sıvı miktarı, gebelik yaşı, annedeki pelvik kitlelerin değerlendirilmesi için kullanılan en iyi yöntemdir. Ultrasonografinin bebek üzerinde şimdiye kadar kanıtlanmış bir yan etkisi bildirilmemiştir. Bilakis günümüzde gebelik takibinde güvenilir yöntemlerden biridir.
- Erken gebelikte gebeliğin normal olup olmadığını ( dış gebelik, çoğul gebelik, mol, bozulmuş gebelik,...), gebelik yaşını saptamak için,
- 11-14. haftalar arasında ense pilisi kalınlığı –nuchal translucency- ölçümü için,
- 19-23. haftalar arasında ( ayrıntılı ultrason detaylı fetal analiz ) anomali taraması için,
- 32. haftadan sonra bebek gelişiminin değerlendirilmesi için ultrason yapılmaktadır.
MEME ULTRASONOGRAFİSİ
Tanı ve tarama metodu olarak kullanılan meme ultrasonografisinde iyonize ışınlar kullanılmadığı ve insan sağlığına zararı tesbit edilmediği için günümüzde noninvaziv, ekonomik bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Adölesan dönemde, genç kadınlarda ve hamilelik döneminde primer görüntüleme yöntemidir. Bir çok meme kanserleri ultrasonografi ile tanınabilmektedir. Ancak ele gelmeyen kitlelerde yetersiz kaldığı için meme ultrasonografisi tek başına değil, mammografi ile beraber yapılmalıdır. Mammografiyi tamamlayıcı bir yöntem olarak kullanılmalıdır.
PROSTAT ULTRASONOGRAFİSİ
Ultrasonografinin prostat kontrolünde avantajları hastaya zarar vermemesi, kolay uygulanması, maliyetinin düşük olması ve iyonize radyasyon içermemesidir. Transabdominal ultrason işleminde prostatın boyutu, ağırlığı ve anatomik şekli belirlenir. Transrektal ultrason işleminde bunların yanı sıra prostatın doku detayları da değerlendirilmektedir. Bu işlem esnasında Renkli Doppler ve Power Doppler metodları ile kanserden şüphelenilen alanların kanlanması değerlendirilebilmektedir.
4 BOYUTLU ULTRASON
4 boyutlu ultrasonografi klasik 2 boyutlu ultrasonografi kullanımını gereksiz kılacak ölçüde bir yöntem değildir. Her ikisinin de avantajlı olduğu üstünlükleri vardır. Örneğin, yarık damak ve dudak anomalilerinin saptanmasında, kol ve bacaklardaki bazı detay anomalilerin görülmesinde, nöral tüp defektlerinde 4 boyutlu ultrasonografi daha detaylı bilgi verebilmektedir. Buna karşın 2 boyutlu ultrasonografi bebeğin iç organlarını değerlendirmede hala 4 boyutlu ultrasonografiden üstündür.
4 boyutlu ultrasonografi ile anne ve baba adayları doğmamış bebeklerinin gerçek görünümü ile normalde doğumdan sonra kurulması beklenen duygusal bağlarını daha önceden oluşturmaktadırlar.
Görüntüler video formatında CD'ye kaydedip korunabilmektedir.
JİNEKOLOJİK ULTRASONOGRAFİ
Ultrason, insanların duyabileceğinden daha yüksek frekansa sahip bir sestir. Cildin üzerine veya vajina gibi bir vücut boşluğuna yerleştirilen prob adlı bir cihazla vücuda gönderilen ses dalgaları iç organlar tarafından geri yansıtılır. Dönen sesler (ekolar) aynı prob tarafından alınarak bir bilgisayar vasıtasıyla monitörde resme dönüştürülür. Ultrason görüntüleri videoteyp, film veya kağıda kayıt edilebilir. Tanısal ultrason tetkiki genellikle sonografi veya ultrasonografi olarak adlandırılır.
Ultrason Güvenli midir?
Ultrasonun tıbbi amaçlı kullanımına bağlı bilinen zararlı bir etkisi yoktur. Tanısal ultrasonun uzun yıllardır devam eden yaygın kullanımı herhangi bir yan etki ortaya çıkarmamıştır. Hayvanlarda yapılan çalışmalar tanısal ultrasonun herhangi bir yan etkisi olmadığını göstermiştir.
Neden Yapılır?
Elle yapılan pelvik muayenenin sağladığı bilgiler yeterli olmayabilir. Pelvik ultrason ile rahim ve yumurtalıklar görüntülenebilir. Ultrason elle yapılan muayene bulgularını açıklamak için yardımcı olabilir veya ek bilgiler sağlayabilir. Pelvik ultrason tetkikinin en sık yapılma nedenleri:
-Kasık ağrısı
-Anormal vajinal kanama,
-Jinekolojik muayene sırasında şüpheli kitle araştırılmasıdır.Pelvik Ultrason Nasıl Yapılır?
Bu konuda profesyonel eğitim almış doktor tarafından yapılır. Pelvik bölgenin ultrason tetkiki için 2 yöntem vardır:
1. Transabdominal Ultrason: Karnın alt bölgesinde cilt üzerine yerleştirilen bir prob yardımıyla yapılır.
2. Transvaginal Ultrason: İnce çubuk şeklindeki prob üzerine koruyucu bir kılıf geçirilerek buna kayganlaştırıcı bir jel sürülür ve vajinaya yerleştirilir.
Ultrason Tetkiki Ne Kadar Sürer?
10-15 dakika kadar sürer.
Özel Bir Hazırlık Gerekir mi?
Abdominal inceleme sırtüstü yatar vaziyette yapılır. Daha iyi görüntü almak için mesane dolu olmalıdır. İşlemden önce su içmek ve idrara çıkmamak gerekir.
Vajinal inceleme jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. İşlemden önce idrar kesesi boşaltılmalıdır.
Ultrason Abdominal mi Yoksa Vajinal Yoldan mı Yapılmalıdır?
Bu karar tetkikin yapılma sebebine bağlıdır. Bazı durumlarda sadece karın ultrasonu yapılması gerekebilir, bazı durumlarda ise sadece vajinal ultrason yeterli olacaktır. Ancak çoğu kez hem karın hem de vajinal ultrason gerekir. Bu kararı doktorunuz verecektir.
Her bir incelemenin ayrı avantajları vardır. Abdominal yaklaşımla tüm pelvik bölgenin panaromik görüntüleri alınabilir. Bu yolla iç organların birbiri ile ilişkisi görülebilir. Vajinal yolla, prob inceleme alanına daha yakın olduğu için daha iyi görüntüler elde edilir. Vajinal yolla yapılan ultrason tetkiki erken gebelik döneminde fetal kalp atışlarını görmek, rahimin iç tabakasını değerlendirmek ve yumurtalıklardaki bir kistin boyutlarını ölçmek için çok faydalıdır.
Vajinal Ultrason Zararlı mıdır?
Ağrısız bir işlemdir. Genellikle jinekolojik muayeneden daha rahattır. Eğer vajinal kanama varsa, hamilelik olsa bile vajinal ultrasonun bir zararı yoktur.
Doppler Ultrason Nedir?
Pelvik organlara ve vücudun diğer kısımlarına giden kan akımını değerlendirmek için kullanılır. Kan akımları ultrason cihazının mikrofonundan duyulabilir, grafik ve renklerle gösterilebilir. İşlem sırasında acı hissedilmez. Doppler ultrason tetkikinin yapılmasına genellikle inceleme sırasında karar verilir.
ENDOANAL ULTRASONOGRAFİ
Terminolojik olarak anal ultrasonografi, rektal ultrasonografi, ERUS gibi isimler ile de anılmaktadır. Anüs ve çevre dokuların patolojilerinin incelenmesinde kullanılmaktadır. Küçük çaplı prob kullanıldığında anal kanal anatomisinin değişmemesi avantaj oluşturmaktadır.
Hangi Durumlarda Kullanılır?
1. Anal inkontinans (gaz-dışkı kaçırma): Sfinkter kasları ve çevre dokuların sağlam olup olmadığı görülmektedir.
2. Bilinen rektal ve/veya anal kanser: Hastalığın evresini (yayılımını) belirlemede kullanılmaktadır. Ayrıca, tedavi sonrası hastalığın durumunu belirlemede de kullanılabilmektedir.
3. Perianal fistül: Anüs çevresindeki akıntılı durumlarda genellikle, altta yatan bir fistül (iltihabi traktüs) vardır. Fistülün tedavisinden önce yayılımı ve şekli belirlenirse tedavi başarısı artmaktadır. Bu nedenle fistüllerin trasesini belirlemede tercih edilen bir yöntemdir.
4. İç hemoroid: Anal kanal duvarında gelişen kıvrımlı toplardamarlar bu yöntemle kolaylıkla tanınabilmektedir. İnceleme sırasında anal kanal anatomisi bozulmadığından dolayı hemoroidlerin yerleşim yeri doğru olarak tanımlanmaktadır.
5. Anüste çatlak (fissür): Ağrılı bir durum olmakla birlikte günümüzde mevcut olan küçük çaplı problar rahatlıkla kullanılabilmektedir.
Nasıl Yapılır?
Hasta yatar pozisyonda iken (genellikle sol yanına yatmaktadır) 360 derece görüş açısı olan çubuk şeklinde problar ile inceleme gerçekleştirilmektedir. Tetkik endikasyonuna göre probun ucundaki balon, gazsız su ile şişirilmektedir. Fistülün iç ağzının anüs ya da rektuma açılımı konusunda şüphe varsa, fistülün dış ağzından küçük miktar hidrojen peroksid (oksijenli su) verilmesine gereksinim olabilmektedir.
Kim Yapar?
İncelemeyi konusunda deneyimli radyoloji hekimi yapmaktadır.
Tetkikin Zararlı Etkisi Var mıdır?
Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun bilinen zararlı bir etkisi yoktur.
Hazırlık
Genellikle hazırlığa gereksinim olmamakla birlikte rektal tumör evrelemesi gibi durumlarda fleet enema ile hazırlık gerekebilmektedir.
RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ
Bir organın veya damarının kan akımını inceleyerek, akımın miktarı, akımı engelleyen yapı varlığı, akımın normal yönde olup olmadığı değerlendirilebilir. Atardamarlar kırmızı toplardamarlar mavi renk şeklinde görülür.
Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi ile:
Kol ve bacak damarları
Karaciğeri besleyen damarlar
Böbreği besleyen damarlar
Boyun damarları
Gebelerde, anneye ve fetusa ait damarlar
OBSTETRİK ULTRASONOGRAFİ
Ultrasonografi, gebelik takibinde kullanılan kolay uygulanabilir, etkili, güvenli bir yöntemdir. Anne adayının karın cildine temas eden prob aracılığı ile yüksek frekanslı ses dalgaları gönderilir. Ses dalgaları fetüsün dokularından değişik miktar ve şekilde yansıyarak geri döner. Ekolar bilgisayar tarafından işlenerek monitore görüntü olarak aktarılır.
Hangi Durumların Tanısında Yararlanılır?
Anne karnındaki bebeğin kalp atımları ve hareketleri izlenir. Embriyo (12 haftadan küçük bebekler) ve fetüsteki (12 haftadan büyükler) muhtemel anormallikler saptanır. Çesitli ölçümler yapılarak bebeğin gelişimi değerlendirilir.
Röntgen gibi iyonize radyasyon kullanılmadığından ultrasonun fetüse bilinen zararlı bir etkisi yoktur.
1. Gebeliğin Erken Tanısı: Gebelik kesesi transvajinal ultrasonografi ile son adet tarihinden itibaren 4-5 haftalarda saptanabilir. Özellikle son adet tarihini hatırlamayanlarda fetüsün belirli uzunluklarının ölçümü ile gebelik yaşının tayini yapılabilir. İlerleyen gebelik döneminde ise fetüsün gelişimi bacak (uyluk kemiği) uzunluğu, kafa ve karın çevreleri ölçülerek değerlendirilir.
2. Düşük Tehdidi: Embriyonun ve fetüsün canlı olup olmadığı değerlendirilir. Bebek anne karnında ölmüş (missed abortus), hiç gelişememiş (bos gebelik kesesi) ya da uterus (rahim) dışında yerleşmiş (dış gebelik) olabilir. Ya da gebelik embriyo yerine tümör gelişimi şeklinde olabilir (mol gebelik).
3. Plasenta Anomalileri: Plasentanın yeri (rahim ağzını kapatıp kapatmadığı) ve diğer plasenta anomalileri gösterilebilir.
4. Çoğul Gebelikler: Ultrason ile tanı konulur. Bebeklerin pozisyonu, plasenta ve amniyon keselerinin sayısı değerlendirilir.
Ne Zaman Yapılmalıdır?
Gebelik süresince normal olmayan şüpheli bir durumun varlığında ultrason yapılabilir. Adet gecikmesinden 1-2 hafta sonra gebeliğin saptanması ve bu gebeliğin intrauterin (rahim içerisine yerleşmiş) normal bir gebelik olduğunun görülmesi için ultrasonografi yapılmalıdır. Bunun dışında 11-14 ve 19-24 haftalarda herhangi anomali araştırılması, 34. haftadan sonrada bebeğin büyüklüğünü ve pozisyonunu görmek için ultrasonografi uygulanır. Ülkemizde bazı Kadın-Doğum doktorları her rutin muayenede ultrasonografik inceleme yapmaktadır. Ancak daha ayrıntılı inceleme için bir veya iki kez sonografi uzmanından ikinci düzey ultrasonografi isteyenler de vardır. İkinci düzey inceleme için çözünürlüğü çok yüksek olan, renkli Doppler de yapabilen cihazlar kullanılır.
Kullanılan Yöntemler
Gebeliğin erken döneminde ve gebelik harici tüm jinekolojik incelemelerde çubuk şeklinde problar ile yapılan vajinal ultrasonografi uterus, overler ve embriyonun çok daha ayrıntılı görüntülenmesine imkan verir. Bu yöntemde mesanenin dolu olmasına gerek yoktur (zaman kaybı olmaz).Doppler ultrasonografi ile bebeğin damarlarındaki kan akımları değerlendirilir ve bebeğin gelişmesi ile ilgili ek bilgiler elde edilir (örn: beynin beslenmesi). Son zamanlarda 3 boyutlu ultrasonografi ile de gebelik incelemeleri yapılmaktadır.
Erkeklerde testisleri besleyen damarlar VARİKOSEL
Varikosel spermatik kordda gelişen genişlemiş venlerdir. Spermatik kord kan damarları, lenfatik damarlar, sinirler ve sperm taşıyan kanallardan (vas deferens) oluşur. Bu venlerdeki kapaklarda hasar meydana gelirse bozulan kan dolaşımı venlerde genişlemeye ve kanın durağanlaşmasına neden olur. Varikosel bir ya da iki taraflı olabilir. Ancak, hastaların %85' inde sol tarafdadır. Varikoselin görülme oranı %10-20' dir, en sık 15 - 25 yaş arasında rastlanır.
Varikoselin Zararlı Etkisi Nedir?
Testislerin etrafında genişlemiş venler içerisinde artmış kan ısısı hipertermik etki ile spermlere zarar verdiğinden infertiliteye (kısırlık) neden olabilir.
İnfertil erkeklerin %40' ında varikosel saptanır. Sekonder infertil (daha önce çocuk sahibi olup ta sonradan kısır olan) erkeklerde ise bu oran %80' e ulaşır.
Varikosel Belirtileri Nelerdir?
Semptomlar; testiste ağrı, infertilite, testislerde küçülme (atrofi), palpe edilebilen ya da dışardan gözle görülebilen genişlemiş venlerdir.
Nasıl Tanınır?
İleri evre varikoseller gözle görülebilir. Orta evre varikoselleri muayene sırasında hekiminiz elle tanıyabilir. Erken evre varikosellerin tanısında ise yardımcı tanı yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Bu yöntemler;
- Renkli Doppler ultrasonografi
- Termografi
- Venografi
- Semen analizi; varikosel kaynaklı infertilitede tipik olarak gelişimi tamamlanmamış, hasarlı veya ölü spermler görülür.
Tedavi Ne Zaman Önerilmektedir?
Varikosel ağrı yapıyorsa, testislere zarar veriyorsa (küçülme, atrofi gibi), kısırlığa neden oluyorsa cerrahi ligasyon tedavisi önerilmektedir.
Tedavi Sonrası Tekrarlar mı?
Tedavi sonrası hastaların %5-20' sinde varikosel tekrarlayabilir. Hastaların %2-5' inde testislerin etrafında sıvı birikimi (hidrosel) oluşabilir.
Ameliyat Olmakla Çocuk Sahibi Olma Şansı Artar mı?
Varikosel ameliyatı olmuş hastaların yaklaşık yarısı ameliyat sonrası birinci yıl içerisinde çocuk sahibi olurlar.
Gözü besleyen damarlar
Vücudun herhangibir bölgesinde oluşan bir kitlenin kanlanması incelenebilir.
İç organlar hariç, inceleme öncesinde önemli bir hazırlık gerekmemektedir. Ancak karın içindeki bir organ (karaciğer, pankreas, böbrek v.b.) incelenecek ise 6 saatlik açlık ile, oluşabilecek gazı engelleyerek incelemenin daha kaliteli gerçekleşmesi sağlanır.
Renkli Doppler Ultrasonografi incelemesi, tıpkı Ultrasonografi incelemesinde olduğu gibi radyasyon içermeyen bir tanı yöntemidir. Yanlızca ultrason enerjisi (yüksek frekanslı ses) kullanılır.
MAMMOGRAFİ VE USG MEME
Mammografi düşük dozda X ışını aracılığı ile meme dokusunun görüntülenmesidir. Her memeye 2 adet olmak üzere toplamda 4 film çekilir.
Hiçbir şikayeti olmasa da tüm kadınların;
- 35-40 yaş arasında baz oluşturacak bir mammografi çektirmesi,
- 40 yaşından sonra 2 yılda bir,
- 50 yaşından sonra her yıl meme kanseri taraması yaptırması gerekmektedir.
Çünkü meme kanserinin en erken bulgusu olan küçük küme mikrokalsifikasyon spiküle kitle ve kireçlenme odaklarını gösterebilen tek yöntem mammografidir. Meme kanserinin büyüyüp ele gelecek kadar kitle oluşturması ise bu aşamadan yıllar sonraya tekabül eder.
Tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinin de tedavisindeki başarı erken teşhis ve erken tedavi ile mümkündür.
Mammografi çekim işlemine gelirken beraberinde eski filmlerinde getirilmesi ve her seferinde eski filmler ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
Diş röntgeni dişlerin, kemik ve dişetlerinin birlikte görüntülendiği bir röntgendir. Diş hekiminin klinikte muayene ile görünmeyen kısımlarını göstermeye yarayan dişler yada çenelerle ilgili problemleri teşhis etmesine yardımcı bir yöntemdir. Örneğin başlangıç çürüklerinin tespiti, özellikle diş minesi sağlıklı gibi dursa da
çürük dişlerin ya da diş eti çizgisinin arkasına gizlendiğinde, ağızdaki absenin hangi dişten kaynaklandığı, periodontal hastalıktan dolayı kemiğin zarar görmesi,dişlerdeki yapı bozuklukları, kök kırıkları, kist ya da tümörler röntgenle tespit edilebilir.
KEYWORDS RAD İSTANBUL RAD İSTANBUL GÖRÜNTÜLEME RADİSTANBUL ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE KARTAL MALTEPE PENDİK TUZLA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
ÜMRANİYE ŞUBESİ : GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
http://www.goruntulememerkezi.com/
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA MAMOGRAFİ KEMİK DANSİTOMETRİ PANORAMİK DİJİTAL RÖNTGEN SEFALOMETRİK DİJİTAL RÖNTGEN DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-RENAL ARTERLER RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLERULRASON (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ –KALÇA ULTRASONU
ADRES: İNKILAP MAHALLESİ ALEMDAĞ CADDESİ MELTEM SOKAK 2/2 ÜMRANİYE TEL: 0-216-5218836 FAX: 0-216-5218836 radistanbul@hotmail.com
ÇEKMEKÖY ŞUBESİ
ÇENE FİLMİ ÇEKMEKÖY SARIGAZİ SAMANDIRA ÜMRANİYE ALEMDAĞ REŞADİYE ŞİLE AĞVA PANORAMİK DİŞ FİLMİ VS
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN
ADRES: ÇAMLIK MAHALLESİ ŞAHİNBEY CADDESİ UMUT SOKAK YURTSEVEN İŞ MERKEZİ 2/2
TEL: 0-216-6423432 radistanbul@hotmail.com
PENDİK ŞUBESİ:
ADRES:
SAĞLIK BAKANLIĞI MARMARA ÜNİVERSİTESİ PENDİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KARŞISI
MİMAR SİNAN CADDESİ FEVZİ ÇAKMAK MAHALLESİ KAYISI SOKAK A BLOK 2/17
TEL: 0-530-5472565 (ŞİMDİLİK)
DÖRT BOYUTLU RENKLİ ULTRASON
RENKLİ DOPPLER ULTRASON ALT EKSTREMİTE ARTER VEN - ÜST EKSTREMİTE ARTER VEN -OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER-KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER-RENALARTERLER-SKROTAL RENKLİ DOPPLER- MEME RENKLİ DOPPLER- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPPLER-JİNEKOLOJİK DOPPLER VAJİNAL-OBSTETRİK RENKLİ DOPPLER –PENİL RENKLİ DOPPLER-TRANSKRANYAL RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ (ABDOMEN-TİROİD-GEBELİK-OBSTETRİK-JİNEKOLOJİK-TRANSREKTAL-TRANSVAJİNAL-ÜST ABDOMEN-ALT ABDOMEN-ORBİTA-EKSTREMİTE-ÜRİNER SİSTEMLER-PELVİK-SUPRAPUBİK-MEME-VAJİNAL-TİROİD-SUBMANDİBULER-PAROTİS-TORAKS-YÜZEYEL-KİTLE LEZYONU ULTRASONOGRAFİ
GGÖRÜNTÜLEME KEYWORDS: (İSTANBUL ANADOLU-AVRUPA)
- AYRINTILI ULTRASON
- MEME RENKLİ DOPPLER
- PROSTAT RENKLİ DOPLER
- JİNEKOLOJİK RENKLİ DOPLER
- KİTLE LEZYONU RENKLİ DOPLER
- OBSTETRİK DETAYLI DOPLER
- DOPPLER
- DOPPLER
- RENKLİ ULTRASON DOPPLER
- ULTRASYON USG US ULTRASON ULTRSONOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME
- RENKLİ MEME ORBİTA TİROİD DOPLERİ USG
- DETAYLI ULTRASON
- DETAYLI RENKLİ ULTRASON
- RENKLİ DOPPLER
- ULTRASON
- MAMOGRAFİ
- KEMİK DANSİTOMETRİ
- KEMİK ERİME TESTİ
- HAMİLE ULTRASONU
- PANORAMİK RÖNTGEN
- STANDART PANORAMİK RÖNTGEN
- ÇENE FİLMİ
- SEFALOMETRİK RÖNTGEN
- DÖRT BOYUTLU ULTRASON
- GEBELİK ULTRASONU
- OBSTETRİK ULTRASON
- ABDOMEN ULTRASONU
- OBSTETRİK RENKLİ DOPLER
- UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME
- UYGUN FİYATLI ULTRASON DOPPLER
- GEBELİK DOPPLERİ GEBELİK RENKLİ DOPPLERİ
ANADOLU YAKASI GÖRÜNTÜLEME GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ VE TÜM BAĞLI SEMT VE KÖYLER GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- AİLE HEKİMLERİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ AİLE HEKİMİ HASTALARINA UYGUN FİYATLI GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- OSTEOPOROZ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
- GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
DİŞ RÖNTGENİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
- RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE ÇEKMEKÖY ŞİLE AĞVA RİVA BEYKOZ TAŞDELEN ÖMERLİ DUDULLU TEPEÜSTÜ İMES MODOKO İKEA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
DİŞ FİLMİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836 GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ 0-216-5218836 RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÜMRANİYE 0-216-5218836
GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ ÇEKMEKÖY ÜMRANİYE ŞİLE AĞVA SARIGAZİ SAMANDIRA SULTANBEYLİ SANCAKTEPE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ÜSKÜDAR ÇEKMEKÖY ŞİKLE TAŞDELEN REŞADİYE AĞVA ÜMRANİYE GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ KADIKÖY ALTUNİZADE BAĞLARBAŞI ÜSKÜDAR ŞİLE ÜMRANİYE AĞVA GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MEKEZİ DOPLER DOPPLER RENKLİ DOPPLER DİJİTAL PANORAMİK SEFALOMETRİK RÖNTGEN MAMOGRAFİ MAMMOGRAFİ KEMİK ERİME TESTİ KEMİK MİNERAL DANSİTOMETRİ OSTEOPOROZ TAKİP TARAMA
http://www.goruntulememerkezi.com/
MERKEZİMİZDE YAPILAN TETKİKLER www.radistanbul.com
ULTRASONOGRAFİ | TETKİK İŞARET | RENKLİ DOPPLER RDUS | TETKİK İŞARET |
ÜST ABDOMEN USG | KAROTİS VERTEBRAL ARTERLER | ||
ALT ABDOMEN USG | HER İKİ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TÜM ABDOMEN USG | HER İKİ ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
JİNEKOLOJİK USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
FOLİKÜLOMETRİ USG | SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TİROİD USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
HEPATOBİLİER USG | SAĞ ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
TRANSREKTAL USG | SOL ALT EKSTREMİTE ARTER | ||
TRANSVAGİNAL USG | SOL ALT EKSTREMİTE VENÖZ | ||
ORBİTA US | HER İKİ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ | ||
PENİL USG | HER İKİ ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
KALÇA USG | SAĞ ÜST EKSTREMİTE VENÖZ | ||
PELVİK USG | SAĞ ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
YUMUŞAK DOKU USG | SOL ÜST EKSTREMİTE VEN | ||
BOYUN USG | SOL ÜST EKSTREMİTE ARTER | ||
PAROTİS USG | BİLATERAL ALT EKSTREMİTE AV | ||
SUBMANDİBULER USG | BİLATERAL ÜST EKSTREMİTA AV | ||
MEME USG BİLATERAL | PROSTAT RDUS | ||
MEME USG SAĞ | MEME RDUS | ||
MEME USG SOL | JİNEKOLOJİK RDUS | ||
ÜRİNER SİSTEM USG | TRANSVAGİNAL RDUS | ||
SKROTAL USG | TRANSREKTAL RDUS | ||
4D OBSTETRİK | RENAL ARTER RDUS | ||
3D OBSTETRİK | RENAL VEN RDUS | ||
OBSTETRİK USG RUTİN | MESENTER ARTER RDU | ||
TORAKS USG | PORTAL SİSTEM RDUS | ||
YÜZEYEL USG | OBSTETRİK RDUS | ||
SUPRAPUBİK USG | 4D OBSTETRİK USG | ||
SAFRA YOLLARI USG | 3D OBSTETRİK USG | ||
AYRINTILI RENAL USG | SKROTAL RDUS | ||
DİJİTAL PANORAMİK RÖNTGEN | PENİL RDUSG | ||
DİJİTAL SEFALOMETRİK RÖNTGEN | II. DÜZEY OBSTETRİK | ||
MAMMOGRAFİ MAMOGRAFİ | KİTLE LEZYONU RDUS | ||
KEMİK ERİME TESTİ BMD | ORBİTA RDUS |
0-216-5218836
RADİSTANBUL GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ
ÜMRANİYE-ÇEKMEKÖY-PENDİK
0-216-521 88 36
0-216-642 34 32
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder